Sahte diplomadan sisteme güvensizliğe
Bir haftadır Türkiye'nin gündemi sahte diplomalar. Bir diplomanın yalnızca bir kâğıt olmadığını, bir güven ilişkisini, bir sistemin işleyip işlemediğini temsil ettiğini yeniden hatırlıyoruz. Yalnızca birkaç kişinin çürük sicilinden ibaret değil bu mesele. Sahte diploma çetesiyle ortaya çıkan tablo, aslında bir ülkenin temel taşı olan kurumlara dair güven sarsıntısının göstergesi.
Yurtdışında herhangi bir denetimden geçmeden diploma dağıtan sözde üniversiteler de tartışılıyor. Oysa pek çoğumuzun sınavlara girerek, emek vererek aldığı diplomaların yanında, "başka yollarla" kariyer elde edenlerin sergilediği pişkinlik insanın içini sızlatıyor. Sınava girmek, üniversite okumak, emek vermek sanki toplumun küçük bir kısmına aitmiş gibi hissettiriliyor artık. Bu da yalnızca adaleti değil, ortak toplumsal sözleşmeyi, yani kurallara inanmayı da yıpratıyor.
Bu olay, bir an için gündemden düşmüş ama benzer bir "vaka"yı hatırlattı: “Çapa’nın gururu Dr. Ayşem.” Sahte diplomayla devlet hastanesinde doktorluk yapan, ameliyatlara giren ve hatta kendi doğum gününde hastaneye "Çapa’nın gururu Dr. Ayşem" yazılı çelenk gönderen bu kadının........
© Yeniçağ
