Mahkeme Salonları, Siyasetin Yeni Sahnesi mi?
Türkiye son haftalarda hem siyasal hem hukuki düzlemde oldukça hareketli günler geçiriyor. Bir yanda Ekrem İmamoğlu’nun hakkında açılan davalar, diğer yanda CHP kurultay sürecinin yargıya taşınması… Belediye başkanlarının görevden alınması, kayyum uygulamaları, yargının belirli siyasi süreçlere etkisi gibi çok boyutlu gelişmeler, adalet ile siyaset arasındaki ilişkinin yeniden sorgulanmasına neden oluyor.
Hukuki süreçlerin içeriğinden çok, kimin hakkında ne zaman ve hangi bağlamda açıldığı, sürecin kendisinden daha fazla konuşuluyor. Bu da yargılama denilen şeyin yalnızca hukuk metinleriyle değil, siyasi zamanlamayla da yazıldığını düşündürüyor.
Ancak bu yazının amacı "yargı bağımsız mı" klişesini tekrar etmek değil. Çünkü asıl soru başka bir yerde duruyor: Siyasi aktörler, yargı süreçlerini nasıl yönetiyor?
Bir siyasal iletişim yeri olarak mahkeme salonu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun davaları, siyasetin mecburi yeni düzenine işaret ediyor. Savunmalar sadece hâkime değil, halka da hitap ediyor. Davalar artık siyasi liderliğin test alanına........
© Yeniçağ
