Erken Seçim Çağrısı: Sandık Yalnızca Tepki Değil, Umut Olmalı
Türkiye, ekonomik göstergeler kadar vicdani göstergeler açısından da alarm veriyor. Açlık sınırının altında yaşamaya çalışan milyonlar, çocuklarına süt alamayan anneler, yaşamını sürdürebilmek için ikinci işte çalışmak zorunda kalan emekliler artık sadece birer istatistik değil; bu ülkenin sessiz ama derin çığlığı.
Erken seçim, bu çığlığa kulak verilmesinin siyasal ifadesidir. Ama seçim, sadece bir sandık meselesi değil; bir yüzleşme, bir sorumluluk ve bir yeniden başlama iradesidir.
Halkı için siyaset yapan bir muhalefet, yalnızca sorunları dile getirmez, aynı zamanda çözümün yolunu da tarif eder. Türkiye’nin artık hem ekonomik hem de siyasal bir nefes almaya ihtiyacı var.
Tam da bu noktada CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in dün kurultay davası sonrası yaptığı erken seçim çağrısı, sadece siyasi bir manevra olarak değil, aynı zamanda halkın içinde bulunduğu sosyoekonomik sıkışmışlığın siyasal bir karşılığı olarak değerlendirilmelidir.
Kriz, Siyasal Meşruiyet ve Seçim Talepleri
Siyasal teoriye göre, bir iktidarın meşruiyeti yalnızca sandıktan çıkan oyla değil, aynı zamanda halkın yaşam koşullarını sürdürülebilir kılma kabiliyetiyle de ölçülür. Ekonomik kriz dönemlerinde halkın yönetime güveni azalır; temel ihtiyaçlara erişimin zorlaşması, gelir dağılımında derinleşen uçurumlar ve sosyal adaletsizlik, iktidarın temsil........
© Yeniçağ
