İşte herkesin aklındaki soru: Zihnimizi nasıl geri kazanacağız?
Teknoloji hızlandı, bağlantılar güçlendi, yapay zekâ her yere yayıldı… Fakat insanda tam tersine, yavaş yavaş bir ağırlık hissi birikiyor. Uzmanlar buna “dijital yorgunluk” diyor ama bence bu, yalnızca yorgunluk değil; zihnin hiç fark etmeden sürekli kesintiye uğraması.
Gün içinde kaç defa telefon ekranına baktığınızı hiç saydınız mı? Bazı araştırmalara göre cep telefonlarımıza günlük ortalama 90 bildirim geliyor. Her bir bildirim küçük bir sinyal ama toplamda ciddi bir etki oluşturuyor. Bu da zihnin odaklanmasını değil, odakta kalmasını zorlaştırıyor.
Düşünmek sorun değil de ya… Şu sürekli yarım kalan düşünceler… Zihnin ritmini bozuyor. Sanki bir işi bitirmek yerine onlarca işe yarım yamalak başlıyormuşsun gibi.
Gürültü dediğin şey eskiden yüksek sesti. Bugünün gürültüsü ise sessiz: ekran ışığı, yeni bildirim sesi, bir kaydırma hareketi… Hepsi görünmez ama sürekli bir baskı yaratıyor.
Zihnin gerçekten dinlenebilmesi için boşluğa ihtiyacı var. Ama ekranlar bu boşluğa izin vermiyor; sürekli yeni bir şey sunuyorlar.
Bir gün boyunca hiç uyarı almamak çoğu insan için neredeyse unutulmuş bir deneyim artık. Popüler bir söz var ya, “anda kalmak”… İşte bu........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein