Komşuyla barış olmayacaksa kiminle barış olacak?!
Yunanistan, 19 Mayıs’ta Pontus’u öne çıkardı. Zulümden, kıyamdan, katliamdan bahsetti. Kimler katliamcı? Elbette Türkler!
Sonra bakıyorsunuz, ABD ile NATO çerçevesinde askerî tatbikata başlıyor. Tatbikatta Meriç’e dayanıyor. Tatbikatın merkeze Dedeağaç. Dedeağaç Trakya sınırımızın hemen ötesinde. ABD’nin askeri üssü var, Maksat ne? Türk Silahlı Kuvvetleri NATO’nun üstelik ikinci büyük gücü. Ama Türkiye tatbikatta dışarıda kalıyor. Öyle hava veriliyor ki, asıl düşman Türkler!
Daha bitmedi... Önceki gün Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias dolaydan Türkiye’yi hedefe koydu.
Acaba, ABD Siyonistler adına, Türkiye’yi kıpırdayamaz hâle getirmek mi istiyor? Arap ülkeleri emirlerine amade. Hemen yani başlarında Gazze’de nesilleri yok ederken, Araplar ABD’nin Siyonist devlet başkanı Donald Trump’ın elini yalıyorlar, eteğini öpüyorlar.
Türkiye’nin gücü olsa belki “tehdit”le bir sınırlama getirebilirdi. İsrail Avrupa’yı ABD’yi arkasına almış istediği gibi at koştururken, Türkiye kime dayanacak, kiminle güç birliğine girebilecek?
Kendi içimizde, iktidar kavgasında birbirimizi yiyoruz. 50 yıldır terör belasıyla uğraşıyoruz. Her “barış” dendiğinde yıkıcı/bölücüler üst perdeden ahkâm kesiyorlar. Açık açık “Barışa varız ama Türkiye’yi parçalarsanız.” diyorlar. İçimizde birlik olup da ülkeyi parçalamak isteyenler üzerine kararlı gidemiyoruz.
Hükûmet geçmiş hatalarından ders almış görünüyor. PKK militanlarına soluk aldırmıyor, görüntüsü veriyor. Ama bir bakıyorsunuz bu görüntü birden gölgeleniyor, “Abdullah Öcalan! Lütfen... Rica etsek, şu PKK’yı bir sustursan! Lütfen...” kılınma sesleri yükseliveriyor. Abdullah dört duvar arasında ne yapacak Allah aşkına! Adamı bu kadar yağlar yüzler, bir “yüce önder” demediğiniz kalırsa (Galiba onu da diyorlar!), kendisini ülkenin........
© Yeniçağ
