Devlet aklı Atatürk’e küfrettirir mi?
"Terörsüz Türkiye süreci devlet aklının eseridir" denildiğinde, Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı yapmış, emekli korgeneral İsmail Hakkı Pekin'in, "Türkiye'de bir derin devlet vardır ama bu Amerikan derin devletinin uzantılarıdır. Millî bir derin devlet yoktur. Derin millet vardır. Türkiye'nin millî bir derin devleti olsaydı, 1970-1980 arasındaki olayları, 12 Eylül'ü ve diğer müdahaleleri ve 15 Temmuz'u yaşamazdık” sözlerini hatırlatmıştım.
Proje o hale geldi ki artık iş, Atatürk'ün kurduğu Meclis'te "Yaşasın Apo" sloganları eşliğinde, Kürtlükle ilgisi bulunmayan kriminal tiplerin Atatürk'e hakaret etmelerine kadar vardı...
***
Bütün bu saçmalıklara, kendilerini devletin yerine koyan siyasilerin "dış tehditleri bertaraf etmek" gerekçesiyle ani kararlar alması sebep oluyor!
Durum, güncel olaylarla birlikte anlatıldığında herkes, kendi siyasi konumuna göre tavır takınıyor. Öcalan'ın “kurucu önder” ilan edilmesini bile “devlet aklı”yla izah etmeye çalışanlar var!
***
Değerli gazeteci arkadaşım, Yeniçağ'ın eski Genel Yayın Müdürü Hayri Köklü, bu durumu görmüş olmalı ki, devlet aklının neye benzediğini tarihi olaylarla örnekleyen bir yazı yazdı. www.haberhurriyeti.com'da yayınlanan yazıda Köklü özetle şöyle diyor:
"Tarihimiz ‘devlet aklı’ diye topluma dayatılmaya çalışılan ilginç gelişmelerle doludur.
Size yaşanmış bir ‘devlet aklı’ olayını anlatayım da bu nedir, ne değildir,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d