menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Geçen yılki TUSAŞ saldırısı ve başkent semalarında düşürülen İHA

42 44
18.12.2025

Türkiye’nin kara, deniz, hava sınırlarının kevgire döndüğünü açıktan söylesek çok mu ayıp etmiş oluruz?..

Bakın;

28 Kasım’da Kocaeli açıklarında Ukrayna donanmasına ait İnsansız Deniz Araçları ile vuruldu. Bizdekiler ne yaptı?.. Gak guk, kem küm…

Sonra…

15 Aralık tarihinde Karadeniz yönünden hava sahasına giriş yapan ve Ankara (Elmadağ ile Çankırı arasında) semalarında düşürülen kimliği belirsiz. İnsansız Hava Aracı.

Savunma Bakanlığı yetkilileri, her perşembe günü Ankara’da gazeteciler, bilgilendirir. Ne diyecekler acaba diye bugüne bekledim. Her zamanki gibi suyuna tirit bir açıklama geldi. Açıklamada, İHA'nın hangi ülkeye ait olduğu ve bir şey taşıyıp taşımadığına dair bir bilgilendirme ise yapılmadı. Kısaca alıntılayalım;

"Ukrayna-Rusya arasında devam eden savaş dolayısıyla Karadeniz’in güvenliğine yönelik bu tür olumsuzluklar konusunda her iki tarafın da daha dikkatli olmaları hususunda muhataplarımız ikaz edilmiştir"

Hepsi o kadar!..

Bu açıklama sizleri tatmin etti mi?.. Sanmıyorum…

O zaman, başkente kadar ulaşan açık güvenlik tehditleri yüzünden rahatsızlık duymakta, endişe etmekte haksız mıyız?.. Her gün yatağımıza korku içinde uzanmak zorunda mıyız?..

Bakın sizlere, sizlere geçen yıl Ekim ayında Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde stratejik TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ) merkez yerleşkesinde düzenlenen terör saldırısını hatırlatacağım. Ve ardından Ankara büromuzun başarılı muhabirlerinden Fatih Erboz’un konuyla ilgili yaptığı YENİÇAĞ’da yayınlanan haberini hatırlatacağım;

Türkiye geçtiğimiz günlerde TUSAŞ’a yönelik terör saldırısının ardından derin bir sarsıntı geçirirken saldırının nedenleri kadar sonuçları da tartışılmaya başlandı. Okan Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Poyraz Gürson TUSAŞ’a yönelik saldırının çok boyutlu analiz edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu saldırının Türkiye açısından ulusal, bölgesel ve küresel neden ve sonuçlarının çok iyi analiz edilmesi gerekiyor. Bu saldırıdan sonra daha önce Taksim ve Beşiktaş saldırılarında da gördüğümüz gibi şeffaf ve tamamıyla liyakate dayalı bir bilgilendirme sistemi kurulması gerekiyor. Dezenformasyonun neden olacağı kaosu........

© Yeniçağ