menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barzaniler, PKK’nın yeniden yapılandığını duyurdu…

82 39
15.12.2025

(Uzun bir yazı olacak. Lütfen sabırla sonuna kadar okumanızı rica ediyorum.-AHT-)

Yazıya, dün anons ettiğim gibi Meclis İmralı Komisyonunun MHP’li üyelerinin hazırladığı rapordan çook ilginizi çekecek bir bölüm ile başlayacaktım. Gazetecilik kuralıdır; en sıcak haber diğerlerini döver. Şimdi o sıcak haberin flaşını verelim. Sonra devam ederiz. Haber, Barzanilerin finanse ettiği DARKA MAZI haber sitesinden;

“Bese Hozat Başkanlığında Sabri Ok, Duran Kalkan’dan oluşan bir üçlü koordinasyon kuruldu. Ve Kalkan PKK’nin yeni yapılanmasının eş başkanlığını Bese Hozat’la beraber yürütecek.”

Hani diyorlardı ya; “PKK kendini fesh etti” diye… Hani, mangalda Keleş kebap yapıp “silahları bıraktık “dümeni yapan Bese Hozat var ya… Eğer bu tezgahı yediyseniz, kusura bakmayın, o zaman buyurun buradan yakın!.. Terör örgütü yeniden yapılanıyormuş…

Şimdi, dün kaldığımız yerden devam edelim. TBMM adına yapılan bebek katili Abdullah Öcalan’ı meşrulaştırma ziyaretinden sonra İmralı tutanakları sayfa sayısından içeriğine kadar çok tartışıldı. Asıl olan her zaman olduğu gibi ustaca gözlerden kaçırıldı. TBMM, terör örgütü elebaşı Öcalan’ı resmi siyasi muhatap alarak tanımış, ayağına kadar giderek haine meşruiyet vermişti. MHP raporundan, İmralı’da Öcalan ile neler konuşulduğuna bakalım;

-PKK Kurucusu Abdullah Öcalan, sürecin başından beri verdiği tüm sözlerin arkasında olduğunu, koşullar elverirse teorik ve pratik imkânlarının bunu gerçekleştirmeye müsait olduğunu ifade etmiştir.

Uzun bir şekilde tarihsel arka planı anlatmış ve Ziya Gökalp'e referans vererek Türk-Kürt kardeşliğinin önemine vurgu yapmıştır.

Abdullah Öcalan silahlı yöntemden ayrıldığını, siyasi yöntemi benimsediğini, 27 Şubat 2025 tarihinde yapmış olduğu çağrı çerçevesinde bütün yapıların, PKK'nın tüm bileşenlerinin, örgütsel varlıklarının dağıtılmasının ve silahlarını bırakmasının ilanının toplum tarafından iyi karşılandığını, halkın bu gelişmeyi takip ettiğini, kendisinin Suriye ve Irak'ta da etkili olduğunu ifade etmiştir.

Bu noktada, Feti Yıldız, PKK’nın Kurucusu Abdullah Öcalan'ın mahkûm olduğu davada şehit ailelerinin avukatı olarak kendisinin bulunduğunu hatırlatması üzerine Abdullah Öcalan: 'Ben Devlet Bey'in el sıkmasıyla başlayan süreç içinde verdiğim tüm sözlerin arkasındayım.' demiştir.

Hüseyin Yayman'ın, buraya şehit ailelerinin hassasiyetiyle gelindiğini belirtmesi üzerine ise Abdullah Öcalan, her asker kaybının kendisi için trajedi olduğunu, asla sevinmediğini, bu gençlerin böyle ölmemesi gerektiğini söylemiş, 'Türkiye'de ve bölgede kesinlikle çözüme ulaşmalıyız' diye cevaplamış ve TUSAŞ eylemine üzüldüğünü belirtmiştir.

Kendisine 'Lozan ve 1924 Anayasası öncesi döneme ait dilin kullanılması süreci zehirliyor.' denmiştir. Yine, devamla en son Zap bölgesi boşaltılırken örgüt mensuplarının elinde silah olması kamuoyunda infial yaratmış, bu konuda yapılan çağrıya PKK'nın tam uymadığı görülüyor denilmiş, Suriye'de SDG'nin 10 Mart mutabakatına uymasının elzem olduğu, Suriye konusunda kendisinin yeni bir açıklama yapması gerektiği söylenmiştir.

Bu devletin hepimizin devleti olduğu, silahı bırakın derken PKK'nın tüm bileşenlerini kapsadığı, PKK'nın Irak'tan çektiği güçlerini Suriye'ye gönderdiği yönünde gözlemler olduğu, bu durumun daha önceki açıklamalarla çelişki yarattığının kendisine söylenmesi üzerine Abdullah........

© Yeniçağ