menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TUTUKLU DEMOKRASİ

28 21
29.04.2025

Türkiye’de “Hak” temel sorunlardan biri haline getirildi. Halbuki “Hak”, her bir insan kişisinin varoluşsal değeridir. Buradan hareketle “Hak”lar karşısındaki tutumuna bakarak siyasal yönetimin kalitesini gözlemleyebiliriz.

Başka?

Demokrasinin o ülkede geldiği seviyeyi anlayabiliriz.

Daha başka?

Yönetimin adaletli olup olmadığını, insana değer verip vermediğini, hatta demokrasiye karşı olup olmadığını dahi anlarız.

Kısacası “İnsan hakları” ile demokrasi, demokrasi ile adil yönetim, adil yönetim ile siyasi otoritenin topluma verdiği değer arasında doğrusal bir ilişki vardır.

Çünkü, “İnsan hakları, her bir bireyin doğuştan sahip olduğu, evrensel ve dokunulmaz haklardır.” Dolayısı ile bu haklar, insanın onurunu korumayı ve insanca bir yaşam sürmesini sağlamayı amaç edinir. Temel insan hakları kısaca şöyledir:

Bu haklar, uluslararası belgelerle güvence altına alınmıştır.

Herhangi bir siyasal iktidar, insan haklarına ulaştığı ölçüde kaliteli bir yönetim sunmuş, demokrasinin en temel işlevlerini yerine getiriyor demektir.

İçinde yaşadığımız süreçte Türkiye hem demokrasiden ve hem de “İnsan haklarından” irtifa kayıp etti. Gittikçe hukuktan ve demokrasiden uzaklaşıyor. Bu sebeple yabancı yorumcular dahil Türkiye’de rejimin otoriterleşmesinden söz ediliyor.

Tüm insan haklarında sorunlu hale getirilmiş bir ülkeyiz. Ancak öne çıkan üç temel insan hakkı........

© Yeniçağ