menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tarih öyle demiyor

55 10
06.03.2025

En çok tartışılan konuların başında, Cumhuriyet kurulurken vatandaşlık tanımının “ırkçı” bir yaklaşımla anayasaya yazıldığı ve zorla herkesin TÜRK yapılmak istendiği anlatısıdır. Aslında temel mesele bu değildir. Anayasada vatandaşlığın TÜRK olarak tanınması hususu, amacından saptırılarak bölücülüğün ve siyasi İslamcılığın taraftar kazanmak için kullandıkları bir propagandadır.

İzah edelim.

Türklüğün anayasada yer almadığı Osmanlı’ya dönelim. Ne 1876 ve ne de II. Meşrutiyet anayasasında böyle bir tanımlama yoktur. Kısaca “IRKÇI” denilen kavramlar yer almaz. Ancak, Kürtçü-bölücü isyanlar 1823’ten sonra başlamıştır. Cumhuriyet kurulmazdan bir asır önce başlayan faaliyetler daha Birinci Dünya Savaşına gelmeden devam etmiştir.

Bu dönemlerde padişah halife de Osmanlı Medreseleri de mahkemelerdeki kadı efendiler de tam kadro görevdedir.

Kısacası kimseye kimlik dayatılmamıştır.

İşin en ilginç tarafı, siyasal İslamcıların şikâyet ettiği Kemalist düzen olmadan da tarikatlar, cemaatler devlete karşı baş kaldırıp isyan etmiş, ayrılıkçı Kürt aşiretleri ve başlarındaki ulema taifesi de.

Merkezi hükümete başkaldıranların başında Ravanduz “hükümdarı” olarak bilinen Mir Mehmet, geliyor. 1834’te bağımsızlık hareketi değilse de Osmanlı Devleti'ne ve “Osmanlı” vatandaşlığına isyan........

© Yeniçağ