menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Uçum’un kaçtığı sorular

8 0
tuesday

En kritik nokta ise yazının ‘bütünleşme’ kavramını tek yönlü bir kültürel uyum çağrısına dönüştürmesi. Oysa çoğulcu bir toplumda bütünleşme, hiçbir toplumsal grubun kimliğinden, dilinden, hafızasından, siyasal taleplerinden vazgeçmesini şart koşmaz; tam tersine karşılıklı tanınmayı, eşit yurttaşlığı ve demokratik birlikteliği gerektirir

Sinan Cudi

T.C. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili unvanına sahip Mehmet Uçum, pazar günü Anadolu Ajansı’nda “Terörsüz Türkiye’ye Geçiş Süreci ve Bütünleşme Perspektifi” başlıklı bir yazı yayınladı. Bir analiz olarak sunulan yazı devlet merkezli ve tek yönlü bir anlatı üretirken en kritik sorulara yanıt vermekten kaçınan bir çerçeve kuruyor.

Yazı, devletin uzun süredir tekrar eden resmi güvenlik söylemlerini tekrarlıyor. Bu nedenle metin, okurda mevcut devlet imgeleminin yeniden üretildiği bir propaganda zemini izlenimi bırakıyor. Fakat buna rağmen bu metni, beş temel noktadan eleştirmek ve kullanılan argümanların yanlışlığını bir kez daha paylaşmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

İlk olarak metin, Kürt sorununu ‘terör’ kavramı etrafında değerlendirmeye devam ediyor. Herhangi bir akademik analizin yapması gereken “şiddetin neden ortaya çıktığı, hangi tarihsel-kültürel bağlamlarda geliştiği, stratejik hedeflerinin ne olduğu ve aktörlerin kendilerini nasıl tanımladığı” sorularının hiçbiri açılmıyor. Kavram bu kadar keyfi kullanıldığında, çözüm üzerine düşünmenin kendisi de imkansızlaşıyor. Çünkü taraflar, talepler ve çatışmanın gerçek toplumsal zemini görünmez hale geliyor. Bu eksiklik, metnin daha baştan analitik niteliğini askıda bırakıyor.

İkinci olarak, yazı, geçiş dönemini ve demokratikleşmeyi yalnızca güvenlik ve entegrasyon ekseninden okuyor. Oysa........

© Yeni Yaşam