Barışı haykırmak
1 Eylül Dünya Barış Günü’nün 85. yılına giriyoruz, maalesef hem küresel çapta hem Ortadoğu alanında barış yönünde iyimser bir gidişat ve moral verici bir ortam yok.
Ve konjonktür hayli negatif ve hayli barış karşıtı bir konjonktür. Buna rağmen insanlığın barış talebinden ve barış mücadelesinden vazgeçecek hali yok ve olamaz da. İnsanlığın kendi geleceğini güvenceye alması barış yönünde ortaya koyacağı güçlü bir perspektif ve kapsamlı bir mücadeleyle mümkün olacak küresel kapitalist sistem, barış yerine savaşların sürdürülmesine ve yönetmesine odaklanmış durumda bu da geleceği hayli belirsiz, hayli karanlık kılıyor.
Barışa en çok ihtiyaç duyulan alanların başında Ortadoğu geliyor. Üçüncü Dünya Savaşı’nın en yoğun, en yıkıcı versiyonu Ortadoğu’da sergileniyor; katliam, kırım ve soykırım uygulamaları tüm yoğunluğu ile gösterile gösterile sergileniyor. Gazze ve Efrîn etnik temizliğe maruz kalan alanların başında geliyor. Yakın dönemde Suriye’de Alevilere ve Dürzilere yönelik katliamlar devreye konuldu. Rojava işgal ve katliam saldırılarıyla tehdit ediliyor.
İran’da rejim idamlara devam ediyor. İran’da rejim hemen hemen her hafta idam sehpasını kuruyor. İran rejiminin idam ettiği........
© Yeni Yaşam
