menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Arayış

7 0
19.01.2025

Şu anda Pervin Buldan tarafından isabetle ‘arayış’ olarak nitelendirilen yeni dönemin, 2013-2015 arasında yaşadığımız süreçten çok farklı bir bağlamda karşımıza çıktığı bir gerçek.

2013 öncesinden 2015’e kadar Türkiye toplumu uzun zamandır görülmemiş bir hareketlenme içinde, farklı örgütlenmelerin içinde olmasa da bunlardan haberdar, güçlü bir umuda sahip, yeni ve çoğulcu bir tarihsel bilinci kucaklamaya hazır, AKP’nin kısıtlı da olsa çeşitli demokratikleşme hamleleri ile önleri açılmış ve bu hamlelerin çok ötesini hayal edebilen ve arzulayan bir durumdaydı.

Barış süreci önemli bir ölçüde Kürt hareketinin büyük bedeller ve emekle yarattığı ve açlık grevleri esnasında en yüksek tezahürünü bulan iç dinamiklerin sonucuydu. Nitekim AKP dahi, gene kıstılı ölçüde de olsa, bu dinamikleri tanıyarak Akil İnsanlar kurumunu hayata geçirmiş ve sürecin toplumsallaşması konusunda bir adım atmıştı. Süreç esnasında bir çok kereler yazdığım gibi asıl olarak o süreç bir demokratikleşme süreciydi. Nitekim bu karakteri Dolmabahçe Mutabakatı’nda tescillendi. Ancak her demokratikleşme gibi o demokratikleşme de devletin çizdiği sınırları öylesine taşkın bir biçimde aştı ki, sonucunda halkın özgürlük arayışı altında kalan devlet süreci ters çevirmeye karar verdi.

Bugün çok farklı bir tablo var. Yeni dönemi başlatan esas dinamik toplumsaldan çok jeopolitik. Bir diğer deyişle Türk devleti toplumsal bir baskı sonucu değil daha önceki süreçten çok daha yükselmiş ve ivedileşmiş jeopolitik hırsları sonucu bu arayışa girerken, karşısındaki Kürt gücü de aynı denli uluslararasılaşmış ve jeoplitk bir aktör haline gelmiş........

© Yeni Yaşam