menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

11 Temmuz’dan sonra

6 0
14.07.2025

New York’ta aralarında Anadolu Ajansının (AA) da bulunduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack oldukça net konuşmuş.

ABD’nin SDG’nin Suriye hükümetine dâhil olması için yol açmak istediğini belirtirken şunu da eklemiş: Bu, Suriye’de özgür bir Kürdistan kurulacağına dair bir işaret değil. Ayrı bir SDG devleti ya da ayrı bir Alevi, Yahudi devleti kurulacağı anlamına gelmiyor. Suriye var ve burada bir oluşum meydana geliyor. Suriye’nin kendi anayasası ve parlamentosu olacak.

Devamında ABD’nin Kürtlere bir devlet içerisinde bağımsız yönetimlerini kurma hakkı borçlu olmadığını da belirtiyor Barrack.

Savaşın, kaotik ortamın ve istikrarsızlığın ortasında birbirinden baskıcı dört devlet içerisinde varlık mücadelesi vererek bugünlere gelen Kürt Özgürlük Hareketi’nin kendi yolunda yürürken şüphesiz ABD’nin teveccühüne ya da garantörlüğüne güvenerek yola çıkmadı. Ama Barrack ile peşi sıra Erdoğan’ın açıklamalarının birbirleriyle uyumu manidar.

Diğer yandan 11 Temmuz da artık bir başka atıf tarihi olarak kayıtlara geçti. 27 Şubat gibi, 21 Nisan gibi… Artık 11 Temmuz süreci diyebileceğimiz bir süreç söz konusu. Barış ve Demokratik Toplum grubunun simgesel silah yakma töreni ile yeni bir yol açılmıştır. Bu törende Bese Hozat tarafından okunan metinde vurgulandığı üzere çözümün oluşabileceği tek bir yol var: Kürt sorununun demokratik çözümü için halkların daha fazla aktif mücadele etmesi.

11 Temmuz töreniyle birlikte açılan yoldan nasıl gidileceğine dair farklı yorumlar, daha sürecin en başından beri gözleniyordu. Şimdi bu yeni aşamada yine çarpıcı biçimde söz konusu algılar kendilerini güncellediler. Barışa ve demokratik topluma gidecek yolun siyasi........

© Yeni Yaşam