menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Militarist kafayla ne ekolojik ne de toplumsal barış olur

10 0
07.09.2025

Türk devleti, elli yıllık çatışma ve savaş sürecinin ardından “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” kurdu. Adı böyle olsa da komisyona katılan siyasi partilerin temsilcileri hala doğa katliamına doymamış olacak ki, komisyonu boşa çıkarmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Cumhurbaşkanı sıfatıyla R.T.Erdoğan defalarca “dışardan ve içerden sürecin başarısını baltalamak için komplolar olabilir” demişti. Ama aynı Erdoğan’ın Partisi olan AKP’nin komisyona verdiği üyeler ve AKP’li meclis başkanının tutumu hiç de dış güçlerin komplosuna ihtiyaç bırakmayacak düzeyde tutum takınmaktadırlar.

Bir komisyonun adına layık olabilmesi için her şeyden önce komisyonu kuranların, komisyona verecekleri üyeleri komisyonun amacına uygun seçmek gibi sorumlulukları da olmak zorundadır. İktidar partisinin kurduğu komisyona verdiği üyeler hem “kardeşlik” diyecek hem de Kürtçeye karşı tahammülsüzlüğünü kusacak. Bir halkın diline tahammül edilmediğine göre onun varlığı da kabul görmeyecektir. Dolayısıyla komisyon daha baştan kurucuları tarafından anlamını yitirmiş olacaktır.

Kardeşlik, daha baştan birbirinin varlığını meşru bir hak olarak kabul ederek anlam kazanır. Tıpkı biyolojik kardeşlikte olduğu gibi birinin adı Ayşe, diğerinin adı Fatma olur. Veya birinin adı Ahmet, diğerinin adı Mehmet olur. Ne Ayşe Fatma’ya ne de Ahmet Mehmet’e kendi adını dayatmaz. Dayattığı anda varlığı inkâr olur. Onun için resmi nüfus kayıtları da aynı anne ve babadan biyolojik kardeşleri “aile........

© Yeni Yaşam