Ekolojik toplum devletsiz toplumdur
Klasik teoriye göre toplumsal sorunlar “toplumsal çelişkiler” olarak sıralanır ve bunlar da önemlerine göre “temel ve tali” çelişkiler biçiminde tanımlanırdı. Temel çelişki “emekle sermaye arasındaki çelişki” olarak benimsendiğinden toplumun diğer tüm sorunları da onun çözümüne endekslenirdi. Böylece toplumsal sorunların tanımlanmasında da bir eksik tarif gelişmiş oluyordu. Düz ilerlemeci tarih anlayışı ve toplumsal gelişmenin temel dinamiği olarak sınıflar mücadelesi tanımlaması toplumun tüm sorunlarının da görülmesini engelleyen bir perde gibi gözler önüne serilmişti. Dolayısıyla tüm teorik çerçeve de buna göre çizilmişti. Bu nedenle toplumun aile, kadın ve nüfus sorunu gibi ekoloji sorunu da tanımlanamamıştı. Dahası feminist hareketlerle, çevre ve ekoloji hareketleri için “liberal burjuva akımlar” denmiş, “proletaryanın çelikten disiplinli örgütlü yapılarına karşı sızma hareketleri” olarak tanımlanıp dıştalanmışlardır.
Reel sosyalizmin başarısızlığının esas nedenlerinden biri de sonuçta onun görmediği sorunlar olmuştur. Kadın sorununu doğru tanımlayamayanların zaten toplumsal ekoloji sorununu da doğru tanımlaması mümkün olamazdı. Çünkü toplumun her iki tarihsel sorunu da erkek egemenlikli zihniyetle doğrudan ilintilidir. Zaten kadına hakim olan doğaya da hakim olmak istemiş, kadını egemenliği altına aldıkça doğaya da saldırmaya başlamıştır. Bu nedenle toplumsal ekoloji sorunu daha baştan itibaren kadın özgürlük sorunuyla birlikte başlamıştır. “İkinci doğa” olarak tanımladığımız doğal toplum yaşamı, kadın emeği ve onun yaratımları etrafında oluşmuş ekolojik ve komünal bir toplumsallıktır. Dolayısıyla yaşamın komünal özelliğinden kaynaklı olarak iktidar ve devlet zihniyeti henüz oluşmadığından........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein