menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KİŞİNİN MİLLET OLMASI

7 0
02.06.2025

İnsanoğlunun canlılar içerisindeki yeri oldukça ilginçtir. Karşıdan bakıldığında aslında diğer canlılardan pek farkı yoktur. Doğar, büyür, yer, uyur, çoğalır, sosyalleşir ve ölür. Bunlar bütün canlılarda belli ölçülerde ortak olan olgulardır. Canlı eylemlerinin ilki doğum ile sonuncusu olan ölüm ise tüm canlıların yaşamını belirleyen iki mühim olgudur. Ancak sadece insan, bu iki olguya kıymet verir, onu düşünür… Onlara biçtiğimiz anlamlar bütün hayatımızı etkiler. Yaşamın başladığı ana biçtiğimiz değer doğduğumuz günü tekrar tekrar kutlamamıza, ölümden duyduğumuz korku ise onu unutmamıza neden olabiliyor.

Doğuma ve ölüme verdiğimiz anlam nasıl bir hayat yaşayacağımızı belirler. Hatta bu sebeple ayrı olmasalar da toplumlar, yaşama ve ölüme verdikleri anlamlarla birbirlerinden ayrılırlar. Bu farkı o topluma dikkatli bakanlar görecektir. Tabi her toplum yaşama ve ölüme dört başı mamur bir anlam yüklemek zorunda değildir. Zaten bunu yapabilen toplumlar millet haline geliyor. Evet, bütün insanlar, birey birey, bunlara bir anlam yükler. Ancak ortak bu temel olgulara toplum olarak anlam yükleyebilenler büyük millet haline gelmiştir. Milletin iman ettiği din yaşam ve ölüme verdiği değeri de belirler. Yine de aynı dine inanan farklı milletlerin bunlara farklı anlamlar yüklediğini görürüz. Bunun sebebi o milletlerin kültürlerinde saklıdır.

Türk milleti yani biz, kadim zamanlardan beri yaşama ve ölüme anlam biçmişiz. Bu anlamı ne zaman verdik bilmiyoruz ama şu söz herhalde bu konuya verdiğimiz anlamdan doğmuştur. “Bir gün bize emanet edilmiş canı teslim ederiz.” Bu cümle aslında bizim yaşama ve........

© Yeni Ufuk Dergisi