menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ramazan Medeniyeti-8: Beşinci mevsim ya da yeryüzünde cennetin izdüşümleri

40 1
23.03.2025

Ramazan Medeniyeti kavramlaştırmasına bugün yeni bir boyut eklemek istiyorum. Maddî olan’la manevî olan arasında kopan ilişkinin ya da daha muhkem ifadeyle

kopmaz irtibatın

nasıl gerçekleştiğini ve hayatımızı nasıl köklü bir değişime uğratma imkânı sunduğunu göstermek niyetindeyim.

Direniş, diriliş ve varoluş mevsimi

olarak tarif ettiğim Ramazan Medeniyeti’ni daha derinlikli ve uzun soluklu bir şekilde anlamamızı sağlayacak

taze bir nefes üfleme çabası

da diyebilirsiniz siz buna.


BEŞİNCİ MEVSİM

Ramazan ayı, bir iklim, bir mevsim. Benzeri olmayan bir iklim, benzersiz bir mevsim. Bu mevsimde yerle gök, iç dünya ile dış dünya birbirlerine kapılarını sonuna kadar açıyor.

Ramazan’ı

beşinci mevsim

olarak adlandırabiliriz. Bütün diğer mevsimlerden izler taşıyan, hepsinin nefesinin ve soluğunun değdiği, ama hepsinden de ayrılan kendine özgü özellikleri, güzellikleri olan diriltici bir mevsim.

Bu mevsimde

seküler zaman

durdurulur,

kutsal zaman’ın

kapıları aralanır.

İnsan, oruçla birlikte, simülasyona (her tür sahteliğe, ayartıcılığa) “hayır!” der, sahiciliğin, samimiyetin, teslimiyetin, hakikatin izini sürer.

Sahicilik de, samimiyet de, teslimiyet ve hakikat de birbirlerinin ruh ikizi olan aynı soydan gelen

soylu, asil ve yüce kavramlardır

; aynı dünyaya ait kavramlar:

İnancın dünyasına.

İnsan sahte olana inanmaz, sahici olana inanır, hakîkî olana.

Hakîkî olan, ruhun şarkısını terennüm eder. Sahicilikte de, samimiyette de,........

© Yeni Şafak