menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ege’de esen diriliş rüzgârı (1)

53 11
19.01.2025

Geçtiğimiz ay, Ege bölgemizi karış karış dolaştığımız bir MTO seferine çıktık. Muğla temsilcimiz, büyük dert ve dava sahibi Cemal Demirtaş kardeşimizin öncülüğünde, Samsun’dan beni yalnız bırakmayan Muharrem Kartancı hocamızla birlikte. Seferimizi İzmir yönetim ekibimizden Mehmet Adıgüzel Kertmenci hocamız yazdı. Kendine özgü, akıcı şiirsel ve felsefî diliyle… Bugün ilk bölümünü yayınlıyorum bu güzel yazının. Yarın da ikinci ve son bölümünü yayınlayacağım…


“TÜRKİYE FİİLEN İŞGAL EDİLMEDİ, ZİHNEN İŞGAL EDİLDİ!”

Yüreği yangın yerine dönmüş, uzun yola çıkmaya hüküm giymiş, düşünce dünyasının zirvelerinde dolaşan yalnız ve inanmış bir adam!

Her gittiği yerde “Çocuklarınıza sahip çıkın!” diye uyaran, “Gençlerini ihmal edenler geleceklerini imha ederler!” diyerek milleti uyandırmaya çalışan; derdi dağları aşmış, ufku, coğrafyasına, tarihine sığmayan hayalleri ve iddiaları engel tanımayan bir fikir adamı!

Anadolu’yu karış karış gezen ve imzasını kitaplara değil gönüllere atan Devrimci Derviş. “Beyaz Zambaklar Ülkesi”nden olmadığı için çabası ve gayreti görmezden gelinen, Anadolu’nun has

çocuğu!

Din dışı bir uygarlığın adamı olsa her yere heykeli dikilecek bir adam!

Henüz yazılamayan Türkiye’nin ruhunu ete kemiğe bürünmüş bir şekilde üzerinde taşıyan bu ülkenin asıl ve asil unsuru! Bize kim olduğumuzu, neyi kaybettiğimizi hatırlatan bir

mütefekkir!

Çağın Gazalîlerini, Yunuslarını, İbn Haldunlarını, Sinanlarını, Itrîlerini yetiştirmek için Evliya Çelebi’nin bile uğramadığı, Anadolu’nun unutulmuş, terk edilmiş kasabalarına bile gitmekten gocunmayan, bir tek kişi için bile yolunu değiştirebilen, köylere kadar uzanan destansı bir mücadelenin kahramanı!

12 Aralık tarihinde İzmir’de “Ege Seferi”ne “Bismillah” denildi.

Hoca’mızı hiçbir yolculuğunda yalnız bırakmayan, ona gerçek bir dost ve yol arkadaşı olan Muharrem Kartancı Hoca’mız da katılmıştı sefere. Bir insanın ailesini, yurdunu

bırakıp buralara kadar gelebilmesi için yüreğinin fokur fokur kaynaması gerekir! Onları havaalanında 9 günlük yolculuğun baş mimarı olan ve tek başına Ege’yi ayağa kaldırmaya ant içmiş, heyecanı ve derdi Honaz Dağı’nı aşmış, yüreğinde kor alev taşıyan Cemal Demirtaş ağabeyimiz karşıladı. O olmasa bunca program düzenlenemezdi.

Yıllardır beklediğimiz ve eksikliğini hissettiğimiz dertli bir yürek! Yürek ülkesinin çocuğu!

Kıyı şeridinde değil tarih şeridinde yapılan bir yolculuk bu!

Kâtip Çelebi Üniversitesi ilk durağımızdı.

“Üniversitelerimiz işgal altında.” diye inledi salon. Biz hiçbir yerde eli silahlı adamlar görmedik hâlbuki! “Bu ülkeyi dışarıdan, fiilen işgal etmediler. İçeriden........

© Yeni Şafak