menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çorum Kampı: Geçmişin hikmetiyle geleceğin inşası Osmancık’tan Diriliş diline

53 0
24.08.2025

Ergan Dağı’nda Erzincan Kampımızdayız. Dağ havası alacağız, köklerle kökleri buluşturma yolculuğuna çıkacağız.

Son derece bereketli, verimli ve ruh dolu geçen Çorum kampımızı yazmaya devam ediyoruz. MTO Azerbaycan temsilcimiz Vuqar Azizov kardeşimin nefis kaleminden aktarıyorum.

Sanat ve hukuk üzerine düşünürken aslında varlığın izini sürüyorduk. Sanat, varlığın güzellik suretinde insana görünmesiydi; hukuk ise adalet suretinde nizam ve ölçü olarak tecellisiydi. Heidegger’in ifadesiyle varlık, insana açılan bir ufuk; Mevlana’nın diliyle ise aşk ve adalet olarak yüreğe doğan bir hakikatti.

Fakat varlık, daima zamanın içinde tecrübe edilir. İşte bu nedenle yolculuğumuz bizi eğitim ve tarihe taşıdı. Eğitim, Heidegger’de geleceğe doğru bir tasarım; Mevlana’da ise ‘hamlıktan pişmeye, pişmekten yanmaya’ yürüyen bir terbiye yoludur. Tarih, Heidegger’de geçmişle kurulan anlam bağı; Mevlana’da hikâyeler yoluyla hafızaya taşınan hikmettir.

Böylece sanat ve hukukta varlığın estetik ve adaletle görünüşüne tanıklık ederken; eğitim ve tarihte zamanın terbiye ve hafıza olarak açılışına yöneldik. Heidegger’in Varlık ve Zaman dediği şey, Mevlana’nın dilinde Aşk ve Hikmet olarak buluşur. Hakikat, hem güzellik ve adalet suretinde (varlık), hem de terbiye ve hafıza suretinde (zaman) insana görünür. İlk kampımızda Varlık’ın insana doğru açılımını bil’irken; bu kampımızda zamanla eğitim ve tarih üzerinden Varlık’la bul’uşarak onun hakikatiyle ol’gunlaşmanın izini sürdük. “Hepimiz O’na aitiz ve O’na döneceğiz” ayeti kerimesinin tecellisine bu anlam üzerinden şehadet etmiş olduk. İlk kampımızdaki “bilme-bulma-olma” giriş serüvenimiz, burada eğitimde “akıl-kalp-ruh”, tarihte tarihin derinliğiyle “ribat-irtibat-rabıta” kurarak “zihin-zemin-zaman” inşasına dönüşüyor. Yusuf Kaplan hocamızın kavramsal üçlemeleri aslında ne kadar derin ve köklü ve inşaedici güce sahip olduğunu buradan sezmek mümkündür.

Evet bu çizdiğimiz çerçeveyle onu yazmak istedim ki, bu kamplar geldik toplandık konuştuk dağıldık gibi şey değil. Bu kamplar yaşanmışlığın tecrübesidir. Derinlik ve anlam temelli yolculuktur. Bunu anlatmazsak kamplarımız da çarpık zihniyetin anladığı kamp anlayışıyla anlamını yitirirdi.

Buradan yol alarak sıradaki yazıda bu anlam ve derinliğin Çorum kampımızdaki izdüşümünü okuyacağız.

Tarih,........

© Yeni Şafak