Simyadan senyoraja küresel kapitülasyonun anatomisi
Osmanlı jeoekonominin mucididir, desem sanırım yanlış olmaz. Bugün kullanılan güzergâh kontrolleri, gümrük ve kapitülasyon mekanizmaları, askerî varlığın anlamlı kullanımı gibi çok çeşitli jeoekonomik enstrümanları kurumsal olarak ilk ve en başarılı biçimde kullanan Osmanlı’ydı.
Bu sayede asırlar boyunca dünyanın ilk üç ekonomisi arasındaki yerini korudu.
Dünyanın ilk üç ekonomisinden biri olan devletin eski başkentinden meseleye baktığımdan değil. Daha yerinde bir devlet örneği bulabilen buyursun bulsun.
Osmanlı, istilanın, yağmanın, savaşın ve çatışmanın ekonomik faaliyet olarak anlaşıldığı bir dünyada, jeoekonomik enstrümanlarla egemenliğin tahkim edilebileceğini gösterdi. Zaten bu nedenle, jeoekonominin mucidi olduğunu kabul ediyorum.
Bugün Türkiye’nin bölgesinde artan stratejik ağırlığı, doğrudan ya da dolaylı olarak jeoekonomik hamlelerine dayanmaktadır – belki farkında olarak, belki de sezgisel bir yönelişle.
Fakat bugün dünyada jeoekonomik bağlamı yol haritası olarak takip eden biri var: Trump. Osmanlı’nın jeoekonomik enstrümanlarını bazen benzer, bazen tersi yöntemlerle kullanarak ABD hegemonyasını, dahası Fed’in dolar hegemonyasını sürdürmeye çalışıyor. Trump belki kendini Sultan Süleyman zannediyordur ama değil. Nerede o hikmet...
O, ABD’nin ve özellikle Fed’in dolar hegemonyasını sürdürebilmesi için denenmiş son şanstır. Fakat bir Abdülhamid de olmadığı için bu girişimin başarıya ulaşma ihtimali de yok. Nerede o feraset…
Evet, kapitülasyonlar başta jeoekonomik enstrüman olarak kullanılıyordu. Ancak Osmanlı’nın egemenliği zayıfladıkça, jeoekonomik enstrümanları aleyhine döndü. Son dönemde Osmanlı’nın hangi kapitülasyonları verebildiğine, bu imtiyazları alanlar dahi şaşırmaya başlamıştı. En son vergi toplama imtiyazı da devredilince, devletin egemenliği büyük oranda kayboldu.
Bu sırada simyacılık da tarih sahnesinden çekildi. Taşı toprağı altına çevirmenin formülü yerine, kâğıdı paraya çevirmenin formülü bulundu. Eser miktarda bir ulus devlet, sermayeleştirilmiş bir tapı olarak bir kurucu lider, aidiyetsiz bir merkez bankası ve borcun sorumluluğunu hükümetin değil, vatandaşın yüklendiği bir kavrayış... Yeni simyacılığın formülü işte budur. Bunlar hazırlandıktan sonra gerisi kolay: gir matbaaya, bas parayı.
Bir de bu denklemde “küresel rezerv” statüsü elde edebilirsen, Fransız tipi ahmakça sömürüye, İngiliz tipi titizlenen diplomasiye, Rus tipi pazu gücüne ihtiyacın kalmaz.
Bunların yerine demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi kavramlar dünyanın her yerinden yeni nesil........
© Yeni Şafak
