menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İşletmeler çağın kurbanı mı, müjdecisi mi olacak?

15 0
tuesday

Ömrüm, kendi çapımda, ekonomiyi anlamaya çalışmakla geçti. Dünya bir tarafa; Türk ekonomisini tanımak, tanımlamak, takdir etmekle uğraştım. Kapıyı tam açamadımsa da araladım. Geçmişe, mevcuda, geleceğe baktım.

Ortaya konan emeği, gayreti, mücadeleyi ve tekrarlanamayacak her bir başarıyı düşününce yerçekimi adeta ortadan kalkıyor. Gerçekten idrak eden için Türk ekonomisi baş döndürücü koskoca bir makine gibi.

Türk ekonomisinin gücünü biliyorum, girişimcilerinin kabiliyetini, ekonomik aktörlerin her birine has kaprislerini dahi... Bütününe saygı duyuyorum.

Hanehalkının baktığı yerden de, işletmelerin baktığı yerden de, finansın baktığı yerden de ve devletin baktığı yerden de geniş bir uzlaşı dairesinin hep olduğunu gördüm. Bu daire içinde dünün ve geleceğin akislerini bile işitmek hep mümkündü.

Fakat bugün bir şeyler değişiyor. Uzlaşı imkânı gene var ama alan daralıyor. Aral Gölü gibi çekiliyor. Eğer planlı değil ve farkında da değilsek beklenmedik ve belki umulmadık bir yapısal dönüşüme uğrayacağız. Ağızlara pelesenk olan türden bir dönüşümden bahsetmiyorum. Çin’in başarısından yayılan rüzgârın Türkiye’de şiddetli hissedilmesini kastediyorum.

İktisadi düşünce ilk başta devleti özel girişimle dengeledi. Devletin ekonomik aktör olarak sahadan çekilmesi benimsendi. Sonraları özel girişimi reddeden yaklaşımlar yükseldi. Daha sonra özel sektörü devletle dengeleyen karma yaklaşım esas kabul edildi… Şimdi ise Çin tipi kapitalizmin etkisiyle devletin özel girişimi ve emeği bir tavada mısır patlatır gibi kavurması benimsendi. Heterodoksiye küresel rağbet de bundan.

Nedense........

© Yeni Şafak