Yeniden inşa sürecinin başındaki Suriye’den izlenimler
Ankara’dan Ajet uçuşlarının başlayacağı gün daha önceden aldığım bir davete de icabet etmek üzere, bu ilk seferin yolcuları arasında yer almak istedim. Geçtiğimiz hafta Salı günü gerçekleşmesi planlanan bu uçuş ne yazık ki, teknik prosedürlerin tamamlanmamış olması dolayısıyla ileri bir tarihe ertelendi. Bir kez yolculuğa niyet etmişiz, davet sahipleri de ısrarlı, hava yoluyla değilse kara yoluyla bismillah dedik aynı gün tekrar bildiğimiz kara yollarına koyulduk.
Kilis-Öncüpınar Gümrük kapısına aynı günün akşamına doğru vardık. Gümrük kapısında Türkiye’den kesin dönüş yapan insanların kamyonetlere yüklemiş oldukları eşyalarıyla geçişlerinin oluşturduğu kuyruk ilk şahit olduğumuz manzara. Belki kitlesel halde bir dönüş yok ama düzenli olarak her gün devam eden bir akış olduğu görülüyor. Gidenler muhtemelen gidecekleri yerlerde en temel barınak ve maişet ihtiyaçlarını karşılama konusunda tedbirlerini almış olanlar. Herkes o kadar şanslı değil tabi. Kilis’in hemen karşısında Azez’den başlayarak Halep, Hama, Humus ve ta Şam’a kadar yollar tank ve top atışları, uçak bombardımanları ve roketlerle harabeye dönmüş şehirlerin içinden ilerliyorsunuz.
Hiçbir yaşam emaresi kalmamış bu şehirler ülkemizde yıllardır misafir ettiğimiz insanların güneş gibi gerçek geliş sebepleri.
Şehirlere bunları yapanlar içinde bulunan insanlara neler yapmamış, neler yapmazdı. Zaten bütün bu yaptıkları tam da o insanları hedef almıyor muydu? Hayalete dönmüş şehirlerin sokakları arasında ne hayatlar yaşanmış ne olaylar ne dostluklar ne sevinçler ne düğünler yaşanmış. Nelere şahit olmuş bu şehirler, ne insani halleri sergilemiş, şehretmiş.
Her biri ayrı bir alem, ayrı bir insanlık olan teker teker her insanın bu kitlesel ölüm tarlalarına atılışı nasıl bir insafla, nasıl bir vahşet seviyesinde gerçekleşmiş?
Bu arada biz Türkiye’de Beşşar’ın isminin aslında Esed mi Esat mı olduğu üzerinden havanda su dövelim. Yolda bana refakat eden ve inanılmaz bir hafızası ve bilgisi olan Ürdünlü dostum enteresan bir bilgi veriyor. Hafız Esed olarak bildiğimiz şahsın asıl isminin
Hafız Süleyman el-Vahş
olduğunu söylüyor. Mısır’la Suriye arasındaki birlik günlerinde Suriye ordusunda bir pilot olan
Hafız Süleyman el-Vahş
bir şekilde Mısır’da
Cemal Abdülnasır........
© Yeni Şafak
