MIT mühendisleri
Hiç elektrik olmadan havadan su çeken bir pencere tasarlamak kimlerin aklına gelirdi?
Dünyanın en kurak çöllerinden birinde, MIT mühendisleri olağanüstü bir şeyi test etmiş:
Çöl havasını içilebilir suya dönüştüren pasif bir cam pencere
hem de hiçbir kablo, elektrik veya tesisat olmadan.
Güneş enerjisiyle çalışan bir panele yerleştirilmiş hidrojel teknolojisini kullanan bu sistem, geceleri buharı toplayıp gündüzleri temiz su salıyor.
İşin sırrı, şeffaf plakalar arasına yerleştirilmiş güneşe duyarlı bir hidrojelde yatıyor.
Geceleri, ultra kuru havadan ( nem) bile nemi emiyor.
Ardından, sabah güneşi paneli ısıttığında, nemi buhar olarak serbest bırakıyor ve bu buhar yoğunlaşarak küçük bir rezervuara boşalıyor.
Bir panel günde 150-200 mL su üretebilir-yemek pişirmek veya sıvı almak için yeterlidir.
Önemli gelişme: Jel, su moleküllerini çekip hapseden ve aynı zamanda salınırken onları arıtan gömülü tuzlar ve gliserol içerir.
Bu, suyun filtrelenmeden içilebileceği anlamına gelir.
Havada çalışan kişisel bir kuyu.
MIT'nin hedefi lüks değildi.
Hayatta kalmaktı.
Bu paneller, şebekeden bağımsız yaşam,
mülteci kampları, ücra köyler ve afet bölgeleri
için tasarlanmış.
Temiz suyun günlük bir mücadele olduğu her yerde, birkaç metrekarelik cam hayat kurtarabilir.
Üniteler bakım gerektirmez, kurulumu kolaydır ve geri dönüştürülmüş polimerler kullanılarak düşük maliyetle seri üretilebilir.
Tek bir apartman penceresi bile yakında hayat kurtaran bir su jeneratörü olarak çift görev........
© Yeni Şafak
