menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Quo vadis CHP?

17 15
03.04.2025

İmamoğlu’nun da içerisinde olduğu CHP’li yöneticilerin tutuklanmasının ardından parti yönetimi, iki aşamalı bir süreç yönetimi takip etmektedir. ilki partinin içerisine bakan ve kurultay kararı başta olmak üzere siyasetin nasıl belirleneceği ile ilgili. İkincisi ise sokağın mobilizasyonu ve boykot gibi kararları da içerisine alan toplumsal muhalefeti genişletme çabası. Kurultay kararının alınması, her ne kadar parti yönetiminin mevcut gelişmeler karşısındaki konsolidasyonunu tahkim etmek olarak yorumlansa da reel-politik açısından konunun daha farklı yönleri olduğu aşikar.

Siyasetin her şeye rağmen kendi mecrasında aktığı gerçeğini hatırda tuttuğumuzda, CHP kurultayının parti içi iktidar mücadelesinin bir yansıması olduğu da görülecektir. Nitekim, Kılıçdaroğlu’nun çok kısa bir süre içerisinde İmamoğlu’nu Silivri’de üçüncü kez ziyaret ediyor oluşu, sadece İmamoğlu ile ilgili hukuki sürece itirazın bir sonucu olarak yorumlanamaz.

Uzunca bir süredir Özgür Özel’den bir lider yaratma stratejisinin hem İmamoğlu hem de Kılıçdaroğlu açısından yaratacağı endişe ve riskler çok açık.


DENGELEME ÇABALARI

Bu perspektiften bakıldığında, Kurultay’da Kılıçdaroğlu’nun özellikle parti meclisinde mevzi kazanma gibi bir stratejiyle Özgür Özel’i dengeleme çabası söz konusu olabilir. Diğer yandan çok kuvvetli bir ihtimal olmasa da İmamoğlu’nun desteğiyle ve delegenin çağrısı ile Kılıçdaroğlu, Özel karşısında aday olur ve yeniden Genel Başkan olabilir.........

© Yeni Şafak