menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

15 Temmuz: Bir direnişin anatomisi

10 0
17.07.2025

Türk demokrasi tarihi, millet iradesine yönelik mütecaviz tutumların sıklıkla tekrarlandığı bir laboratuvar niteliğindedir. Başta bürokrasi ve askeri kuvvetler olmak üzere farklı unsurlar aracılığıyla demokratik sisteme müdahale eden aktörler, Türkiye’nin kapasitesini aşındırmışlardır. Milletin, siyasete etkisini asgariye indirecek olan bu adımların inşa ettiği vesayet sistemi on yıllar boyunca etkili olmuş ve nihayet 15 Temmuz 2016 işgal ve darbe girişiminin akabinde sona erdirilmiştir.

ÇATIŞMA İKLİMİ

Türkiye’ye vaziyet etmek isteyen aktörlerin farklı alanlar üzerinden inşa ettiği çatışma ve ayrılıklar, ülkenin on yıllarına mal olmuştur. 1980 öncesinde mezhep üzerinden inşa edilen ayrışma, 12 Eylül darbesi sonrasında etnik düzlemde tekrarlanmış ve 28 Şubat sonrasında dini alana kaydırılmıştır. Her bir sorun alanı, devlete nüfuz eden devlet dışı aktörlerin de etkisiyle derinleştirilmiş ve on yıllar boyunca sürecek çatışma iklimini doğurmuştur. Bu iklim, söz konusu sorunların toplumsal taban bulabilmesini kolaylaştırmış ve sosyolojik dokuya etki ederek güçlerini artırmasına neden olmuştur.

Nihai kertede dini alanı takiye siyaseti üzerinden dönüştürme politikasını izleyen FETÖ, bir yandan bürokraside nüfuz alanlarını genişletirken diğer yandan da kendisine sosyolojik bir taban bulabilmiştir. Dini, kamusal alanın dışına iten devlet pratikleri, bu tür takiye siyaseti ile hareket eden örgütlerin işlerini kolaylaştırmış ve örgütün etki alanlarının genişlemesine neden olmuştur.

Bu tür örgütlerin diasporadaki........

© Yeni Şafak