menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şâh-ı Zinde’de…

49 7
10.09.2025

Kusem bin Abbas, sahâbe içerisindeki en nasipli insanlardan biriydi. Babası Hz. Abbas Hz. Peygamber’in amcası, annesi Ummu’l-Fadl Lubâbe ise hem Hz. Hatice’den sonra İslâm’a giren ilk kadın hem de Hz. Peygamber’in eşlerinden Meymûne binti Hâris’in kız kardeşiydi. Fiziksel açıdan Hz. Peygamber’e benzerliğiyle tanınan Kusem, hayatı boyunca ondan hiç ayrılmamış; vefatının ardından da gasil, tekfin ve defin işlemlerinde hazır bulunmuştu. Hz. Peygamber’in mübarek bedenini toprağa yerleştirdikten sonra, kabirden çıkmadan evvel o pâk vücuda en son dokunan da Kusem olmuştu.

Râşid Halifeler döneminde Mekke ve Medine valilikleri gibi önemli vazifeleri deruhte eden Kusem bin Abbas, Emevîler devrinde Horasan ve civarının fethine iştirak etti. Hz. Osman’ın oğlu Saîd’in komutasındaki seferlerde aktif şekilde görev alan Kusem, bizzat katıldığı Semerkand’ın fethini (675) müteakiben İslâm’ı yaymak için şehre yerleşti. Ancak bir yıl sonra, namaz kıldırdığı esnada bir gayrimüslim tarafından bıçaklanarak şehit edildi.

Semerkand’daki tarihî Efrâsiyab şehrinin kalıntılarının güney kıyısına defnedilen Kusem bin Abbas’ın kabri, kısa zaman içinde meşhur bir ziyaretgâh haline geldi. Müslüman ahali, şehitlerin ölmediği hakikatinden hareketle, kendisini “Şâh-ı Zinde” (Ölümsüz Padişah) olarak isimlendirdi. Karahanlılar döneminde etrafına eklenen binalarla bir külliyeye dönüştürülen kabir, Semerkand Müslümanlarının........

© Yeni Şafak