menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Adım adım…

47 0
04.10.2025

Mavi Marmara’ya İsrail işgal güçlerinin uluslararası sularda yaptığı baskın sırasında, dil öğrenimi için New York’taydım. Hadiseyi haber alır almaz, arkadaşlarla birlikte New York’un kalbi konumundaki Times Square’a koştuk ve orada toplanmakta olan kalabalığa katıldık. Protesto gösterisinde her milletten Müslümanın yanı sıra hatırı sayılır miktarda Amerikalı ve İsrail karşıtı Yahudi de yer alıyordu. Kaldığımız öğrenci evinde kartonlara İngilizce ve İbranice pankartlar yazmıştım; pankartları o Yahudilerle yan yana taşımıştık gösteride.

2010’da yaşanan Mavi Marmara olayı, Gazze’ye 2007’den itibaren İsrail tarafından dayatılan hava, kara ve deniz ablukasını yarmaya yönelik ilk ve en büyük teşebbüstü. Netice itibarıyla “başarılı” olamadı belki, ama sonrasında yaşanan gelişmeler açısından, Mavi Marmara’nın öncü bir rol oynadığı rahatlıkla ifade edilebilir.

Filistinliler açısından bakıldığında, Mavi Marmara’nın anlamı şuydu: “Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra, Türkler ilk kez Filistin için kanlarını ve canlarını verdiler.” Bu, o zamana kadar dile getirilen iddiaların ispatı ve verilen sözlerin tutulmasıydı aynı zamanda. Filistinliler, kıyılarına varamamış olsa da, Mavi Marmara’yı muhabbetle bağırlarına bastılar. Hatta Gazze Limanı’na Mavi Marmara şehitleri anısına bir anıt inşa edildi. İsrail’in........

© Yeni Şafak