30 yıl sonra…
Dile kolay, Srebrenitsa Soykırımı’nın üzerinden 30 yıl geçti. Dışarıdan bakanların belki zaman zaman hatırladığı, ama yakınlarını kaybedenlerin saniye saniye yaşadığı acılarla dolu 30 zor yıl… Bu vesileyle dün yine Bosna Hersek’te ve dünyanın dört bir yanında kurbanları anma merasimleri düzenlendi, online platformlarda paylaşımlar yapıldı, soykırımın hiç unutulmayacağına dair iddialı cümleler kuruldu.
Yaşadığımız çeşitli tecrübelere bakınca, “Bir daha böyle bir şeye asla izin verilemez!” türünden ifadeleri çok gülünç ve gerçek dışı buluyorum doğrusu. Dinlerken güzel, ama üzerinde birkaç saniye düşününce, kuru hamasetten başka bir şey değil. Maalesef soykırımlar, katliamlar, kıyımlar yaşanıyor, yaşanmaya devam ediyor. Kürsülerden yükselen ateşli seslere rağmen, Müslümanlar olarak hepsini sadece izlemekle yetiniyoruz. Engelleyemediğimiz acıların nutkunu söylemek de, nasıl diyeyim, kekre bir tat veriyor.
Ben zannediyorum bu noktada Âkif merhumun durduğu yerdeyim:
“Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?
Tarihi “tekerrür” diye tarif ediyorlar,
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”
***
Balkanlara ne zaman uğrasam, Boşnakların İslâm’a ve Müslümanlık kültürüne........
© Yeni Şafak
