menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Duvarlar üzerine(4)

50 0
10.02.2025

Teknolojideki devrimci dönüşümlerin daha 1950’lerde başladığını biliyoruz. Bunların ekonomideki

üretim, mübadele

ve tüketim tarzlarına dönük çarpıcı neticelerini henüz tam mânâsıyla idrak edebilmiş değiliz. Kapitalizm,

tarımsal/ticârî

ve

sınâî

aşamalarından geçerek

tekno

bir evrene açılıyor. Teknoloji burada araçsal, tâlî rolünün hâricine çıkıyor; bizzat kendisi merkeze yerleşiyor. Meselâ

üretim

açısından bakalım: Tekno üretimin bizzat otomasyon olarak târif edilen, insan merkezkaç süreçlere sokan, püskürten, dışlayan bir niteliği olduğunu biliyoruz. Otomasyon ve robotlaşma hızla gelişiyor. Lâkin henüz kemâle ermiş olduğunu söyleyemeyiz.

Mübadele

seviyesinde ise nakit temelli ödemeler sistemi, banka işlemleri, kapitalist agoralar; yâni AVM’ler hızla eriyor. Bunun yerini dijital ödemeler alıyor. Ama bunun da henüz ruşeym aşamasının bir miktar ötesindeyiz.

Tüketime

gelince, burada manzara biraz değişiyor. Homo Consumens, yâni tüketen insan teknolojik ürünlerin yoğun ve doğrudan tüketicisi durumunda.

Tekno dünyânın teknolojik dünyâdan esaslı bir şekilde ayrıştığını görmek lâzım

. Teknoloji, teknikten ayrışarak sınâî kapitalizmin içinde ortaya çıkmıştı. Teknoloji, ürünlerin üretilmesinde daha çok araçsal bir değer taşıyordu. Dahası, teknoloji

iletişimde de hâlâ araçsal bir niteliğe

sâhipti. İnsanlar arası iletişim hâla yüz yüze bir mâhiyette işliyor. Matbaa devrimi kitapları, dergi ve gazeteleri armağan etti. Okuma süreçleri toplumsallığımızı bir dereceye kadar etkiledi. Belki de geçici olarak paranteze aldı diyebiliriz. Ama kapanarak okumanın doğurduğu yeni bilinçlenmeler nihâyetinde kamusal ve yüz yüze tartışılıyordu. Kitap kültürü târihsel kökleri daha derinlerde olan şifâhî kültürün yerini almıyor, olsa olsa onu besliyordu. Radyo ve TV gibi daha yeni iletişim âletleri de manzarayı değiştirmedi. Evet, bâzı şikâyetlerin yaşanmış olduğunun farkındayım. Meselâ TV’lerin yüz yüze görüşmelerin ve sohbetlerin yerini aldığından çok şikâyet........

© Yeni Şafak