Fütuhat dönemi yayılmacılığını kimler emperyalist olmakla suçlayabilir?
İslâm dünyasında milliyetçi ve İslâmcı hareketlerin ortak özellikleri arasında müstemleke karşıtlığı yer alır. Genel olarak Marksist hareketler de müstemleke karşıtlığı bakımından milliyetçi ve İslâmcı hareketlere benzer. Fakat bu üç hareketi temsil eden birtakım gruplar farklı ülkelerdeki pratikleriyle birbirinden ayrılır. Hatta daha uzak coğrafyalara gidildiğinde bu farklar çok daha bariz bir şekilde ortaya çıkar. Marksist grupların din ile ilişkileri buna bir örnektir. Din ile ilişkiler bakımından Latin Amerika ülkelerindeki hareketler diğer coğrafyalara göre oldukça farklıydı. Bu farkların nereden kaynaklandığı ve öneminin ne olduğu gibi soruların cevabını herhâlde karşılaştırmalı incelemelerle bulabiliriz. Dolayısıyla Marksist hareketlerin birbirine göre farkları da izaha muhtaçtır. Milliyetçi ve İslâmcı hareketler için de benzer çalışmalara ihtiyaç var. Örneğin milliyetçi hareketlerin birbiri ile dayanışma hâlinde olması gibi izah gerektiren kimi gelişmeler ancak böyle çalışmalarla aydınlatılabilir.
Okullarımızda Avrupa tarihi başlığı altında verilen dersler son derece yüzeyseldir. Bu derslerde Avrupa tarihiyle ilgili meşhur çerçevelerin belirli bir ideolojiye göre hazırlandığı malumdur. Avrupa devletlerinin kolonyalist yayılmacılığı temelinde şekillenen tarih anlayışı özellikle 20. yüzyılda evrensel bir tasarım olarak neredeyse bütün dünyaya yayıldı. Kuşkusuz bunlar, kolonyal ve emperyal yayılmacılığın doğrudan sonuçlarıydı. Bunun bir neticesi olarak Batı ve Avrupa gibi genellemeler zihin dünyamızı şekillendirdi. Bu türden genellemelerin........
© Yeni Şafak
