menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Francesca Albanese’nin raporu

16 0
07.07.2025

İsrail’in Gazze’de devam eden saldırganlığını, Batı Şeria’yı Filistinlilerden temizlemeye yönelik yerleşimci terörünü ve nihayet Siyonistlerin bölgemizin tamamını savaşa sürükleme çabalarını hangi bağlamda tahlil etmek gerekir ve bunları nasıl tanımlamak gerekir? Bunlar bir din savaşı olarak mı değerlendirilmeli yoksa çatışma Doğu ve Batı medeniyetleri arasında mıdır? Ya da uluslar birbiri ile yeni bir hesaplaşma dönemine mi girdi? Yeni bir tanımlama için bu soruları ve benzerlerini çok önemsemek gerekiyor. Çünkü doğru ya da yanlışlığından bağımsız olarak II. Dünya Savaşından sonraki uluslararası düzen neredeyse tamamen yıkılmak üzeredir. Bilindiği gibi bu düzen Cemiyet-i Akvam’ın kuruluşundan itibaren İngiltere’nin öncülüğünde ve Anglosaksonların bakış açısına göre şekillenmişti. Fakat bugün İngiltere ve ABD bu düzeni geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyor. Böyle bir gerçeklik karşısında yakınmanın anlamlı bir tarafının olmadığını söyleyebilirim. Bu sebeple sorduğumuz soruların cevapları hayatî derecede önemlidir.

Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere Filistin’in tarihî toprakları uluslararası düzenin hükmünü büyük ölçüde yitirdiği yerdir ve bu bütün dünyayı etkilemektedir. Dolayısıyla Gazze’de ve Batı Şeria’da meydana gelen hadiseleri doğru bir şekilde tahlil etmek ve tanımlamak gerekiyor. Geçenlerde bir karikatür dergisinin her türlü ahlâkî sınırları ihlal ederek Gazze’de meydana gelen soykırım, açlık ve etnik temizlik suçlarını dinler arası savaşa indirgediğini ve dolayısıyla suçlu ile kurbanı........

© Yeni Şafak