Filistin: İsyan, başkaldırı ve Müslümanların bu kalkışma ile özdeşlemesi
İsrail, yaklaşık yüz yıllık bir dönemde Siyonist projenin ete kemiğe büründüğü 1920’lerden itibaren kısa ve orta vadeli hedeflerine ulaşsa da süper güçlerin desteğine rağmen uzun vadeli hedefler açısından oldukça başarısızdır. Bu yargının birçok kimseye yadırgatıcı geleceğini tahmin edebiliriz fakat 1920’lerde Siyonistlerin açık hedefleri bugün İsrail’in ulaştığı sınırlardan çok daha ilerilere işaret ediyordu. Ne yazık ki Türkiye’de pek meşhur tarihçilerin maharetiyle Filistin meselesi “topraklarını satmak” gibi yalan ve yapay parantezler içine hapsedildi. Bu da Filistin gibi daracık bir alanda yirminci yüzyılın süper güçleri karşısında yüz yıldır devam eden bir direnişi en temel dinamikleriyle anlamayı imkânsız hâle getirdi. İsrail, İsrail’den ibaret değildi ve İngiltere, Almanya, Fransa, ABD tarafından bütün savaş suçlarına rağmen açıkça desteklendi. Bunu sadece bir destek olarak görmemek gerekir. İsrail Anglosaksonların Doğu Akdeniz’deki bir kolonisi olarak inşa edildi. Buna rağmen Filistinliler bu bir avuç toprakta yüz yıldır mücadele veriyor. İsrail’in başarısızlığını bu bağlam içinde tartışmak gerekir.
Filistinli direniş grupları özellikle 1970’lerden sonra çok daha etkili mücadele yöntemleri geliştirdiler. Dönemin olayları genellikle “İsrail’in karşı konulamaz gücü ve ilerleyişi” gibi oldukça dar çerçeveye sıkıştırıldı. Filistinli direniş gruplarının mücadele tarihi inişli çıkışlı bir seyir izledi fakat bütün imkânsızlıklara rağmen kuşaklar arasında etkileyici bir devamlılık vardır. Bu elbette........
© Yeni Şafak
