menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devlet kurumlarında FETÖ ile mücadele

10 0
15.07.2025

15 Temmuz 2016, bir gecede olup biten hadiselerden ibaret değildi. FETÖ olarak tescillenen yapı bir gecelik kalkışmasıyla terör örgütü hâline gelmemişti. Dinî bir grup olarak tanınmaya başladığı yıllarda bile örgüt liderinin dışarıyla ilişkisi vardı. Devletin istihbarat teşkilatlarının arşivlerinde örgütle alakalı belgelerin varlığı hakkında bilgimiz olmadığı için FETÖ’nün yükselme dönemleriyle ilgili sağlıklı bir değerlendirme yapamıyoruz. 15 Temmuz’dan sonra da devletin örgütle ilgili bilgilerini öğrenemedik. Çoğunlukla FETÖ’cülerin devleti ele geçirme yönünde attığı adımlar üzerinde duruldu. Bu çerçevede 1980’lerin ortalarından itibaren askeriyeye sızmaya başladıkları açığa çıkarıldı. Fakat hemen anlaşılacağı gibi bunlar geriye doğru gidilerek elde edilen bilgilerdir. Geçmişten günümüze miras kalan bilgiler neredeyse hiç gündeme gelmedi. Bu çok ciddî bir kayıptır. 15 Temmuz 2016 bir süreçtir ve bu sürecin farklı yönlerinin aydınlatılması gerekir. Yaklaşık olarak 2012’den itibaren farklı adlarla olsa da FETÖ tartışıldı. Fakat ilk andan itibaren bu yapının tahmin edilenden çok daha derinlere nüfuz ettiği anlaşıldı. Belki de bu sebeple muazzam bir koruma kalkanı vardı ve birbirinden çok farklı çevreler terör örgütüne sahip çıktı. Bu bağlamda çok farklı çevreden insanın ortaya atılması şaşkınlığa sebebiyet verecek düzeydeydi. 2013 Gezi Kalkışmasını da FETÖ’yü perdeleme olayı olarak değerlendirebiliriz. Kalkışma olaylarında “dış güçler” gözle görülecek kadar ortadaydılar.Fakat sürecin sonraki aşamalarında ABD başta........

© Yeni Şafak