Türkiye’nin en iyi ekonomisine 10 üzerinden kaç puan verirsiniz?
Türkiye ekonomisi, 2023 ortasında “rasyonel zemine dönüş” adı altında acısa da öldürmez tadında bir para ve maliye politikası setine yöneldi. “TÜ KKM” karşısında “ballı börek ÖTV”, “Oh mis MTV” vitrine konarak yola çıkılan, dış dünyanın hoşuna gidecek popülist çizgide seyreden ekonomi yönetimi bazı alanlarda istatistiksel olarak karşılık bulmuşa benziyor. Uygulanan sıkı para politikası ve enflasyonla mücadeledeki “Ali kıran baş kesen” tavır ile kitabın yeniden açıldığına hep birlikte şahitlik ettik. Ancak kitapta yazılanlarla sokakta yaşananlar arasında giderek belirginleşen ayrım beraberinde soru işaretlerini de getirmedi değil. Ekonomi yönetimi ve merkez bankası tarafından bir başarı hikayesi olarak sunulan Türkiye’nin en iyi ekonomisi kulağa hoş gelse de ironik bir gerçekliği de bünyesinde barındırıyor. Her defasında vitrinde parlak veriler yer alırken rafların arkasında giderek derinleşen kırılganlıklar göz ardı edilmeye devam ediyor.
İstikrar, büyüme ve dönüşüm kavramları ile güçlü bir hikâye ortaya konmaya çalışılsa da toplumu esir alan geçim, kaygı ve güvencesizlik hissi makro ölçekte anlatılan başarının mikro düzeyde inşa ettiği çöküşü gözler önüne seriyor.
Merkez bankası rezervlerinin rekor seviyeye ulaşması, cari açıktaki daralmalar, milyonların evlere çekilmesi ile birlikte düşen işsizlik rakamları, enflasyonun vura vura yıka yıka geldiği seviyeler teknik bir anlamda toparlanmayı gösteriyor. Ancak veriler düzelirken yaşam neden zorlaşıyor sorusu halen daha sofradaki yerini koruyor.
Toplumun geniş kesimlerinde karşılık bulmayan iyileşmelerin geçici istikrarla değil uzun vadeli yapısal dinamiklerle inşa edilmesi gerekliliği her geçen gün daha fazla önem kazanıyor.
Üretim, gelir dağılımı, adil bölüşüm ve toplumsal güven alanlarında kalıcı iyileşme sağlanmadıkça bu gösterişli göstergelerin refaha dönüşmesi mümkün değil gibi görünüyor. Her ne kadar kâğıt üzerinde bir düğün havası esse de vatandaşın sofrasında,........
© Yeni Şafak
