menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kim iÇİN!

22 6
previous day

Küresel ekonominin uzun süredir derin bir dönüşüm geçirdiği yadsınamaz bir gerçek. Ve bu gerçekliğin en görünür aktörü ise başlarda Amerika’nın problemi gibi görünen ancak bugün Endonezya’dan Türkiye’ye, Meksika’dan Vietnam’a kadar birçok ülkeyi aynı anda sarsan sessiz ama yıkıcı bir ekonomik yayılmaya dönüşen Çin. Bizde diğer ülkelerden farklı olarak bu dışsal baskıya eşlik eden nur topu gibi bir yüksek faiz ve konkordato zincirimiz olduğunu da ekleyelim. Hal böyle olunca biri dışarıdan basınç uyguluyor, diğeri ise içeriden damarları tıkıyor. Günün sonunda rekabet gücünü, üretim cesaretini ve ödeme kapasitesini kaybetme riski ile aynı anda karşılaşıyoruz.

Çin, pipetini alıp pazara girerken bizim sanayici henüz bardak bulamamış oluyor. Makine üreticisi P faizle boğuşurken, Çinli şirketler %3 faizle tüm coğrafyaya yayılıyor. Reel sektör nefes almak için konkordato başvurusu yapıyor ama gelin görün ki "bunlar %1 bile değil" denerek gerçeklikler Excel dosyasında aranıyor. Maalesef bu tablo, sadece sayılarla değil; sessizce kapanan atölyelerde, boşalan raflarda, taksitle alınan peynirlerde, iş bekleyen kamyonlarda ve kırık camlı vitrinlerde okunabiliyor.

Peki tüm bunlar

kim iÇİN?

Politika faizinin @’ları aştığı, Çin’den yaklaşık 45 milyar dolarlık ithalat yapıldığı, konkordato başvurularının 3 bini geçtiği bu düzende...

Kim iÇİN

üretim yapılıyor?

Kim iÇİN

politika belirleniyor?

Çin istilası artarak devam ederken

Bu memleket

kim iÇİN

çalışıyor?

soruları yükselerek sorulmaya devam ediyor.

ÇİN’İN SESSİZ İSTİLASI

Çin’in ticari aktör kimliğinin arkasında stratejik bir “jeoekonomik oyuncu” olduğunu kavrayamayan ülkeler, bu yayılma karşısında gittikçe savunmasız kalıyorlar. Çin’in sessiz istilası tüketici düzeyinde nüfuz, üretim düzeyinde baskılama ve makro düzeyde borçlandırma kanalı üzerinden bazen........

© Yeni Şafak