Çıkar telefonunu: Bir iPhone, bir Trump…
ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden başlattığı ticaret savaşı, bu kez doğrudan cebimizi hedef alıyor. Çin'den ithal edilen ürünlere 5 ila 5 arasında değişen gümrük vergileri uygulanması, sadece Wall Street’i değil, İstanbul’daki taksitli teknoloji tutkunlarını da yerinden oynatmışa benziyor. Çin’in misilleme olarak 5 oranında vergiyle karşılık vermesi ise bu hamlenin artık “ticaret diplomasisi” olmaktan çıktığını ve kör ideolojik bir ekonomik savaşa dönüştüğünü gösteriyor.
Ama bu savaş, klasik tank-top değil, şarj kablosu ve kamera lensiyle yapılan bir savaş olması ile dikkat çekiyor. Cephanesinin mikroçip, cephaneliğinin lojistik merkezlerden oluşuyor olması da meseleyi farklı bir zemine taşıyor.
KÜRESEL ARZ ZİNCİRİNİN DOMİNO ETKİSİ
Trump’ın Çin’e uyguladığı gümrük vergileri, ilk bakışta sadece Çin’le ABD arasında yaşanan bir ticaret çekişmesi gibi görünebilir. Ancak aslında bu karar, modern küresel ekonominin ne kadar hassas dengeler üzerine kurulu olduğunu ortaya koyuyor. Apple’ın en çok satan ürünlerinden biri olan iPhone’un içine baktığımızda, sadece bir “teknoloji harikası” değil, aynı zamanda küreselleşmiş üretimin anatomisini görüyoruz.
Yeni bir iPhone modelinin (örneğin A18 Pro) üretiminde kullanılan parçalar, dünyanın dört bir yanından geliyor. İşlemci Tayvan’dan, ekran Güney Kore’den, batarya Çin’den, 5G modem ve bellek ABD’den, depolama birimi Japonya’dan tedarik ediliyor. Bu parçaların Apple’a olan maliyeti toplamda yaklaşık 846,59 dolar. Ancak Trump’ın Çin’e yönelik sert vergi politikaları, sadece Çin’den gelen parçaları değil, tüm bu üretim ağının toplam maliyetini etkileyerek fiyata T zam olarak yansıyor. Çünkü mesele yalnızca montaj değil, ürünün paketlenmesi, taşınması, lojistiği ve bu sürecin tamamında yer alan gümrük........
© Yeni Şafak
