menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir TÜGVA meselesi

14 0
previous day

Bazı kurumlar vardır; varlığıyla hatırlatır insana, iyiliğin hâlâ mümkün olduğunu. Bir yanda hızla değişen bir dünya, diğer yanda değerlerini korumaya çalışan bir gençlik. Kimileri modernliğin ritminde yürürken, kimileri maneviyatın sükûnetinde soluklanıyor. Ama aslında herkesin aradığı şey aynı: anlam.

İşte TÜGVA, tam da bu arayışın ortasında duruyor. Ne bir tarafın ne ötekinin; bu ülkenin gençlerinin ortak vicdanında yer bulan bir duruşun adı. Modern dünyanın gürültüsünde kaybolmak yerine, sessiz ama sağlam bir şekilde “kendin ol” diyebilmenin karşılığı: TÜGVA. Belki kimilerine göre çağ dışı, kimilerine göre fazla “yerli”; ama bu topraklarda iyiliğin son direnişini sessizce örgütleyen bir hareket…

Bugün TÜGVA’ya yönelen saldırıların hedefi bir bina, bir isim ya da bir tabela değil; doğrudan bir ideal. Çünkü bu vakıf, unutturulan değerleri gençlere yeniden hatırlatıyor. Kaybolan sesi duyuruyor, “iyi insan” olmanın hâlâ modası geçmeyen bir erdem olduğunu gösteriyor, bir vicdanın temsilcisi olmayı sürdürüyor. Cadılar Bayramı’nın sokakları doldurduğu, inançla aidiyet arasındaki bağların zayıfladığı bir çağda; TÜGVA, maneviyatın modern zamandaki sığınağı olarak duruyor.

Kalbiyle düşünen, aklıyla inanan bir nesil çoğaldıkça ise kötülük panik atak geçiriyor. İyiliğin çoğalması, karanlığın azalma belirtisi olduğu için telaş büyüyor. Düşünen, inisiyatif alan, üreten bir gençlik hayali ete kemiğe büründükçe; zincirlenmiş zihinlere yatırım yapan çevrelerin uykusu kaçıyor. Kimi zaman montajla, kimi zaman manipülasyonla, ama hep aynı telaşla saldırıyorlar.


BİRLİĞİN, AHLAKIN VE........

© Yeni Şafak