menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkçenin yağmalanması

20 4
14.07.2025

Türkiye’de üzerinde en çok durulması gereken meselelerden biri sanırım Türkçenin son yüz elli yıldaki dönüşümüdür. Osmanlı’nın son döneminde kitle iletişim araçlarının ortaya çıkmasıyla başlayan dilde sadeleştirme temayül ve hareketi, Batılılaşmanın resmî ideoloji haline geldiği Cumhuriyet döneminde Türkçeyi dinî referanslardan arındırma sürecine evrildi. Bu süreç hala doyuma ulaşmadı. Türkçenin bin dört yüz yılda biriktirdiği anlam ve kelime zenginliğini tam yüz elli yıldır yok etmeye çalışıyoruz ama hala bitiremedik. Dilimizi Arapça ve Farsça kökenli kelimelerden arındırma çabasının ne anlama geldiği üzerine düşünen ve bu çabanın mahzurlarını haykıran aydınlarımız hep var olageldi fakat çığlıkları ideolojik yaftalamaların kurbanı oldu. Mesele aslında İslamcılık, milliyetçilik, Batıcılık, solculuk gibi ideolojik tarafgirliklere feda edilemeyecek kadar önemli. Yani dil meselesi Türkiye’de belirli bir kesimin sorunu değil, Türkçe konuşan dünyanın ortak sorunu. Bu sebeple meseleyi doğru kavramak için Türkçeyi, Arapça ve Farsça kökenli kelimelerden arındırmanın ne anlama geldiği sorusunu cevaplamak gerekir. Sanırım bu soru birkaç maddede cevaplanabilir.

1. Sadece Türkçeyi değil herhangi bir dili bin yılı aşkın sürede oluşmuş bir kelimeler dağarcığından arındırma çabası, dili kendi geçmişinden arındırmaya çalışmak demektir. Bu, bir tür tarihsel evrakı imha etmek gibidir. Nasıl ki bir dönemi anlatan yazılı materyalleri, sanat eserlerini veya mimari kalıntıları imha ettiğinizde o döneme dair hafızayı da imha ederseniz dilde tarihi taşıyan kelimeleri yok ettiğinizde de dilin geçmişle bağlantısını koparırsınız. Geçmişle bağlantısı kopan dil, karakterini önemli ölçüde kaybeder, savunmasız hale gelir ve kolayca doldurulacak hatta doldurulması........

© Yeni Şafak