menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tevrat: Katillerin sığınağı!

27 1
previous day

Dünyanın dününden, bugününden ve yarınından her dilde belli başlı kavimler için üretilen ve çoğu halen dolaşımda bulunan menfi nitelemelerin tamamını ABD-İsraili’ne nispet etsek bile onu tam olarak tanımlamış, tasvir etmiş olmayız.

Zira, HAMAS’ın Gazze’yi ABD-İsraili’nin tahakkümünden kurtarmak için başlattığı son harekattan beri, SiyoNazilerin dünyanın gözü önünde işledikleri soykırımı müttefiki, destekçisi olan Batılılara gerekli göstermek için başvurduğu tüm araçlar yalancı, hırsız, katil, sahtekar, arsız… tanımlı olarak doğrudan onların kendilerine işaret ettiği halde, onlar dünya tarihinde emsali görülmemiş bir pişkinlikle hâlâ hukuktan, adaletten, bahsedebilmekte ve kendi kitaplarında haklarında sabit olan olumsuz vasıfları başkalarına yüklemekteler.

Kasım 2023’te bu köşede yayımlanan “Tevrat şimdi de Katiller İçin El Kitabı oldu” başlıklı ve aynı temalı sair yazılarımızda SiyoNazilerin bu pişkinliklerini Tevrat’la kurdukları yeni sapkınlık ilişkisi içinde her duruma göre bir Tevrat oluşturma ve onu çıkar amaçlı olarak kullanma emellerinin bir neticesi saymış ve doğrudan muharref Tevrat’tan verdiğimiz örneklerle, Yahudi araştırmacı Mendenhall’den yaptığımız nakillerle, İbn Meymûn’un kelami yorumlarıyla işlemiştik.

Şimdi de ABD-İsraili’nin güya kardeş olarak ilan ettiği Dürzileri koruma maksadıyla Suriye’nin güney ucunda yapmaya kalkıştığı işgali de yine Tevrat esasında gerekçelendirme yüzsüzlüğüne tanığız.

Gazetemiz Yeni Şafak’ın ilgili haberinden de okunacağı üzere, birkaç gün önce Suriye’deki son........

© Yeni Şafak