Sömürgeciliğin fikir babası: Rahip Vitoria
Batı’nın eskinin o “asil vahşi” barbarlığının yerine, “ırkçılık, militarizm, kast sistemi, teolojik sapmalar ve bilimler yalanlar” eşliğinde “alçakça, güvenilmez ve haince” bir yeni barbarlığı” yerleştirerek kendi sonuna doğru yaklaşmasını, “barbarlığı arındırmak yerine, daha çok korkunç bir barbarlık türü” üretmesine; “…insanların paylaştıkları hayvansal enerjilere uygarlığın bizzat kendisinin yarattığı o kudretli teknik ve sosyal imkanları / araçları ilave” etmesine bağlayan Lewis Mumford’u (İnsanın Durumu, trc.: Yusuf Kaplan, Açılım Kitap) teyit eden, diğer bir ifadeyle asil barbarlıktan alçakça barbarlığa geçişi doğru anlamak için, zikrettiğimiz ilk (evvel) ve son (modern) terimlerin oluşumunda köprü işlevi gören şu iki isime daha uğramak zorundayız: Francisco de Vitoria (ö. 1546) ve Giambattista Vico (ö. 1744).
Vitoria, Endülüs İslamlığının son başkenti Granada’nın düşüşünden (1492) dokuz yıl önce, Salamanka’da doğmuştur. 63 yıllık hayatının tamamı -bunun 16 yılını Dominiken tarikatına mensubu bir öğrenci ve bilahare teoloji profesörü olarak Paris Üniversitesi’nde geçirmesine rağmen- Katolik İspanya’da Müslümanların zorla Hıristiyanlaştırıldıkları; Endereş (1500) ve benzeri isyanların bastırılması esnasında binlerce Müslümanın kılıçtan geçirildikleri, camilere sığınan kadın ve çocukların yakılarak öldürüldükleri, kütüphanelerin yağmalandığı, Arapça eserlerin şehir meydanlarında törenlerle yakıldığı… bir zamana denk düşmüştür.
Paris’ten İspanya’ya dönüşünde (1523), bir süre Valladolid şehrinde........
© Yeni Şafak
