‘Tuhaf zamanlarda’ ŞİÖ ve Türkiye…
Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesi, Türkiye’nin bu örgüte katılıp-katıl(a)mayacağı zaviyesinden, bir tık üstte BRICS ve ŞİÖ’nün Batı’ya meydan okuyup okuyamayacağı, nihayetinde de Batı’nın onları döveceğine mutabakatla kanaat getirilen sığlıkta işlendi yine medyamızda…
ŞİÖ, BRICS, Küresel Güney veya çok kutuplu dünya, adına ne derseniz deyin, 10 yıldır Türkiye’de tartışılıyor. Ankara’nın bu yönde adımları da gündemden düşmüyordu. Başkan Biden dönemi boyunca Ankara “Doğu”yla sıcak ilişkiler geliştirdi…
Trump ikinci kez Başkan olduğunda, Türk-Amerikan ilişkileri hızlıca ve olumlu yönde değişmeye başladı. Esasen Biden döneminde ortada ilişki bulunmadığından, Trump, Türkiye’ye “ilaç gibi” geldi. Üstelik hassas olduğumuz konularda hükümet olarak hep olumlu açıklamalar yaptılar…
Öykünün nasıl biteceğine zamanla bakacağız ama “yeni Amerika”nın, bölgede ve hatta daha geniş jeopolitikada
Ankara’yı davet ettiği rolü
dikkatle takip ediyoruz.
Bu hal Türkiye’de ŞİÖ, BRICS gündemlerine ilgiyi hızla azalttı. ‘Tam üyelik başvurusu yapıldı yapılmadı’ tartışmalarının yaşandığı günlerden sonra Doğu’ya daha az bakar olduk. Bir yandan da Trump dönemi, bu yapıların öneminin kalmadığı, işlevsizleştiği, seslerinin çıkmadığı, oyundan düştüğü intibaı yarattı.
Gerçek şu ki, bu kuruluşlar ve zihniyetleri yaşıyor.
Dünya nüfusunun, ekonomisinin, siyasetinin, jeopolitiğinin önemli bir kısmını elde tutmaya devam ediyorlar ve
Batı’ya, tek kutuplu düzene, hegemonyaya açıktan meydan okumaları da devam ediyor…
Güçlerinde azalma olmadığı gibi, Batı’nın neden bütün unsurlarıyla Çin veya Rusya’yı hedefe koyduğu merak edildiğinde gerçek güçleri zaten anlaşılır…
Özünde,
Doğu’nun yükselişi tehdit olarak görülüyor ama bu kadar kaygı yaratmasının sebebi, aynı zamanda Batı’nın düşüşüne denk gelmesidir.
***
ŞİÖ’nün aile fotoğrafına bakarak okumalar yapılabilir. Fakat sır daha çok zirvenin doğru kadrajlanmış........
© Yeni Şafak
