Delirtici sorular
Belediye başkan yardımcısının, işyerini büyütmek için inşaat izni isteyen bir iş adamına söylediği: “İzni alabilmen için komisyon vermen gerek”
Kibar adam tabii, açıkça rüşvet demeyi kendine yakıştıramamış, komisyon diyor.
İlgili kişi “Ne komisyonu? Ortak mıyız? Bizim şirketin hissedarı mısın? Bu işler zaten senin görevin değil mi?” diye sormuyor.
Başını eğip dışarı çıkınca, doğrudan polise ve savcılığa giderek durumu anlatıyor.
Onlar da “Oltayı atalım, bakalım gelecek mi?” diyerek “komisyon” isimli rüşveti götürmesini söylüyorlar.
Adam paketi alıp gidiyor. “İstediğin para baklava kutusunda. Tam 110 bin yuro.”
Oltanın ucundaki yem, bütün balıklara cazip gelir. Fakat bu şekilde alenen telaffuz edilmesi balığın hoşuna gitmiyor. Duyulmasından endişe ettiğini anlıyoruz.
“Ula ne edisen? Yerin kulağı var gurban!” anlamına gelecek şu sözü söylüyor:
“Tamam fazla konuşma, aldım. İşini halledeceğiz. Şuraya bırak.”
Sonrası malûm. Kameralar önünde paketi açması istenince, elleri titreyerek beceriksizce kenar bantlarını kesip baklava kutusundaki paraları büyük bir şaşkınlıkla ortaya çıkarıyor.
Delirtecek cinsten sorular geliyor insanın aklına.
Bu gördüğümüz tek örnek mi? Başka yok mu? Bugüne kadar işyerini büyütmek veya........
© Yeni Şafak
