menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İki devlet, iki bayrak, iki dil… Silahtan beter dili de toprağa gömelim gayrı…

47 1
14.01.2025

Ortada 40 yıldır devam eden bir yangın var.

Kanlı bir sorun var.

MHP’nin bilge lideri bu yangını söndürmek için elini uzatıyor.

Bu kanlı sorunu çözmek için gövdesini taşın altına koyuyor.

Ama nedense birileri yangına körükle gidiyor.

Dahası ve en fenası, bu kanlı sorunun çözümü için hiç bir öneride bulunmayanlar Sn. Bahçeli gibi milliyetçi bir bilge lidere milliyetçilik bahsinde laf edebiliyor, daha ileri giderek şahsına yönelik edepsizce sözler sarf edebiliyor.

Milliyetçiliği kandan beslenmekten ve Kürdün en haklı talebine karşı durmaktan ibaret olan malum zevatın, Sn. Bahçeli’nin İslam akidesinden beslenen ve Kürdü tıpkı Türk gibi aynı ilayı kelimetullah davasının aziz unsuru gören milliyetçilik anlayışını benimsemelerini beklemek elbette ham hayalden ibarettir.

Zihnî kıblelerini İslam akidesinden ve kendi tarihsel tecrübemizden Fransız ulusalcı-milliyetçi rotasına çevirenlerin Sn. Bahçeli’nin milliyetçilik anlayışına ve duyarlılığına duyarlılığına ateş püskürmeleri kendi varlık sebepleri için gerekli olabilir ama devletimizin bekası ve milletimizin birliği için safi zarar.

Millet ve milliyetçilik tasavvurları Fransız olanlar elbette sorunun bizatihi kendileridirler.

Ülkedeki bu yangının da, süregiden kanlı sorunun da müsebbipleri bizatihi kendileridir.

Onlara kalsa ortada çözümlenmesi gereken bir sorun yoktur.

Bildikleri tek şey, inkardır. Yani vara yok demektir.

Bildikleri tek yöntem de, öldürmek, susturmak ve sindirmektir.

Sn. Bahçeli’nin uzattığı o elden duydukları rahatsızlık, oyunlarının bozulması, kandan beslenen düzenlerinin bozulması dolayısıyladır.

Her iki tarafın Fransızları ne yazık ki Türklük ve Kürtlük maskesinin arkasına sığınarak birbirini beslemektedirler.

Birinin Türklük adına, diğerinin Kürtlük adına dediklerine bakınız, ikisinin ayniliğini görürsünüz.

Birinin Türk’e vadettiği ile ötekinin Kürde vadettiği şey de aynıdır.

Her iki tarafın da paradigması birdir.

Fransız ulusçuluğu ve ulus-devlet anlayışı üzerinden Türk’ü Kürt’ten Kürdü de Türk’ten uzaklaştırmaya, her iki kardeş kavmin arasına düşmanlık sokmaya çalışmaktadırlar.

Her iki tarafın Türk ile Kürdü tek bir devlet ve tek bir bayrak çatısı altında kardeşlik anlayışıyla bir arada tutacak bir birlikçi projesi yoktur.

Bakmayın siz kardeşlik ve birlik deyip durduklarına.

Gerçekte Türklük maskesi altında o birilerinin dedikleri “Efendi-sahip biziz, bu ülke bizim, size verdiklerimizle yetinin, yoksa kafanızı ezeriz!” anlayışıdır. Bir tür modern kölelik dayatması. Ne özgür ve eşit vatandaşlık anlayışıyla ne de........

© Yeni Şafak