Akıllı ol, haddini bil!
Sandıktan çıkan bir iradeyi “cunta” diye ilan etmek, cehaletin eseri değil bilinçli bir düşmanlığın eseridir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan anayasamıza göre aynı zamanda devlet başkanıdır.
Elbette devlet başkanları da eleştirilebilir.
Cumhurbaşkanımızın aynı zamanda AK Parti’nin Genel Başkanı olması hasebiyle daha fazla siyasi eleştirilere muhatap olması kaçınılmazdır.
Adabına ve edebine uygun siyasi her türlü eleştiri hem demokratik siyaseti geliştirir hem demokratik tartışma kültürünü anlamlı bir zemine oturtur.
Seçilmiş iradeye “cunta” demek asla siyasi bir eleştiri değildir.
Milletin hür ve helal oylarıyla seçilmiş devlet başkanını “cuntanın başı” ilan etmek, siyasi bir eleştiri hiç değildir.
Bu bağlamda bir de “meşruiyet” tartışması açmak hem demokratik değildir hem siyaset değildir.
Bu düpedüz milli iradeye hakaretamiz bir saldırıdır.
Hele yargı kendi işini yaparken yargısal bir işlem dolayısıyla milletin serbest seçimlerle ve hür iradesiyle seçtiği cumhurbaşkanını doğrudan “meşruiyetini yitirmiş cunta başı” ilan etmek, hadsizliğin ve densizliğin dik alasıdır.
Bu artık düpedüz bir siyasi harp ilan etmektir.
Siyasi harp ilan etmenin demokratik bir anlayış ve yöntem ekseninde olması pekâlâ anlaşılabilir. Lakin demokratik ve meşru olmayan bir siyaset anlayışının yine demokratik ve meşru olmayan yöntemlerle sürdürüleceğinin ilanı, demokratik siyaset ve hukuk açısından apaçık bir cürümdür.
Sokaktan iktidar devşirmeye kalkışmak, sokakları kriminalize ederek siyasi sonuç devşirmenin yanı sıra yargıyı etkilemeye çalışmak, bu bağlamda yargı mensuplarına yönelik tehdit dili kullanmak, demokratik siyasetin meşruiyetini ortadan kaldırmak anlamına gelir.
Yargısal bir işlemi hukuka ve meşruiyete uygun bir dille eleştirmek ayrıdır, bizzat isim vererek başsavcının şahsında yargı mensuplarını pervasızca ve hakaretamiz bir dille tehdit etmek ayrıdır.
Birincisi ne kadar demokratik bir hak ise ikincisi demokratik meşruiyeti ortadan kaldıran gayrı meşru bir pozisyondur.
Dahası ve en fenası, imza toplama yoluna giderek haklarında soruşturma yürütülen insanları yargılamadan kurtarmaya çalışmak ise demokratik hukuk düzenini paralize etmeye çalışan bir suç düzeneğidir.
İktidardaki siyasi iradeye “Yargıya talimat verip bu durumu düzeltmez ve milletin önüne de benim istediğim zaman diliminde sandık koymazsan sokakları sana dar eder, sokak üzerinden ülkeyi kaosa sürüklemekten ve ekonomiye de sekte vurmaktan kaçınmam” demek, alenen ve resmen demokrasiyi kullanarak hem demokratik siyaseti suistimal etmek hem de demokratik meşruiyetin zeminini tahrip etmek demektir.
Artık burada demokratik siyaset veya demokratik bir........
© Yeni Şafak
