Küresel faizde kırılma anını devletler göğüsleyebilir mi?
Bu hafta gerçekleşen 20 yıllık ABD tahvil ihalesi beklenen şekilde gelişmedi.
Wall Street
, alışılmadık bir piyasa gelişmesi nedeniyle sarsıldı.
20 yıllık Hazine tahvili ihalesine olan
düşük talep
, yatırımcıların paniklemesine ve hem tahvil getirilerinin hem de borsadaki satışların artmasına neden oldu.
İhaleye gelen talep oldukça zayıftı ve bu durum, ABD hükümetine borç vermeye olan güvenin birçok neden dolayı azalmış olabileceğine işaret ediyor.
Riskler artıyor.
“Belirsizlik” diye tanımlanan haliyle, son dönemdeki ABD merkezli gelişmeler birçok yönden farklı etkiler doğururken son hafta ABD Meclisi Bütçe Komisyonu’na getirilen vergi yasa taslağı piyasanın ABD’nin geleceğine dair soru işaretlerini arttırdı.
Teklif edilen yeni düzenleme ABD Bütçesine önümüzdeki on yılda 3,5 Trilyon dolarlık ek mali yük veya gelirden feragati beraberinde getirmektedir.
ABD’nin 36 Trilyon dolara varan borcunu ödeme kabiliyeti sorgulanırken üstüne üstlük böyle bir yükün daha maliyenin sırtına binmesini yatırımcılar hoş karşılamadı.
MALİ ENDİŞELER VE KREDİ NOTU İNDİRİMİ
Geçen hafta (16 Mayıs) kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ABD’nin notunu düşürdü.
Moody’sin ABD’nin kredi notunu düşürmesi yatırımcıların ABD’nin bütçe sürdürülebilirliği konusundaki kaygılarını arttıran diğer bir etken.
Borçluluk faizi, faiz borçluluğu arttırır.
Borç almak tehlikeli ve zorlu bir süreç. Zira alınan borca ödenecek faizden fazla kâr veya ülkelerden bahsediyorsak katma değer yaratımı........
© Yeni Şafak
