menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Zekat ahlâkı -Zekat neyi temizler?-

31 5
07.04.2024

Çocukluğumda, ramazan aylarında hafızlık yaptığım Kur’ân kursuna her sene büyük bir ayakkabı firmasından koli koli ayakkabı gelirdi. Koliler açıldığında tam bir hayal kırıklığı yaşanırdı. Erkek Kur’an kursuna gönderilen ayakkabıların çoğu, dekolte kadın ayakkabısıydı. Hem de Cilâlı Taş Devri’nden kalmış gibiydiler! Ne öğrenciler giyebilirdi onları, ne de aşırı -dekolte oldukları için-hocaların ve çalışanların hanımları. Buna benzer şeylere eminim sizler de şahit olmuşsunuzdur. Peki ne oldu da, zekat ibadetini depo temizliğinden ibaret sanır olduk? Ne oldu da, zekattan yırtmak(!) için zekat vakti gelmeden biraz önce mallarımızı zekattan kurtaracak (!) şekilde yatırım (!) yapıp elimizden çıkarmaya yönelik hile-i şeriyyeler üretme cambazlığına soyunur olduk! Kanaat-i âcizâneme göre, bu hususta da fıkıh ilminin İslâmî ilimlere tahakkümünün ve fıkıh/hukuk dilinin din dili hâline gelmesinin etkisi yadsınamaz.

Öncelikle şu soruyu soralım: “Zekat”, kelime anlamı itibariyle “temizlemek” demektir. Peki, zekat neyi temizler? Bu soruyu genellikle “Malı temizler.” diye yanıtlarız. Çünkü fıkıh bize bunu öğretmiştir. Çünkü fıkıh toplumsal hayatı düzenlemeyi esas alır. İbadetlerin toplumsal faydalarına daha çok vurgu yapar. Bu sebeple; fıkha göre zekatın en önemli fonksiyonu, zenginlerin mallarının fakirlerle paylaşılması, böylece zenginlerin malında temizlik yapılmasıdır. Neticede fıkıh, zekata “mal temizliği” olarak bakar. Bunu da, hacı abilerimizin epey bir kısmı, “depo temizliği” olarak anlar.

Hâlbuki Kur’ân-ı Kerim’de zekatın temizlediği şeyin “nefs” olduğu çok açık bir şekilde ifade edilir: “Onların mallarından zekat al. Böylece onları temizleyip arındırırsın” (Tevbe 9/103). Âyet-i kerîmede “mallarını temizlersin” değil “onları (hum) temizlersin” buyurulmuştur. Peki ne oldu da zekatı, “nefs temizliği”nden ziyade “depo temizliği” olarak algılar ve uygular olduk?

Gelin, elimize bir ilmihal kitabı alalım ve oradan zekatla ilgili bahisleri okuyalım. Muhtemelen bir tek âyet ya da hadise dahi atıf yapılmadan peş peşe birtakım kuralların sıralandığını, mâlî hesapların yapıldığını görürüz. Fıkhın verdiği ilmihal bilgisiyle yetinip, zekatla ilgili İslâm’ın öğretilerinin ve söylediklerinin bunlardan ibaret olduğunu düşünen/zanneden birinde nasıl bir zekat algısı oluşur dersiniz?

Gelin, şimdi de Gazzâlî ve Muhyiddin İbnu’l-Arabî’nin, zekat ibadetini ahlâkî ve metafizik açıdan nasıl temellendirdiklerini özetle görelim:

Gazzâlî, İhyâ’da zekata dair öncelikle fıkhî bilgileri verir. Sonrasında da zekatın ahlâkî boyutuna geçer ve özetle şöyle der: Zekat ibadetiyle ilgili şu hususlara dikkat etmek gerekir: 1. Zekatın farz olmasının hikmetini kavramak. Bu da şu üç şeyle hâsıl olur: a. Kelime-i şehadet getirmek, Allah’tan başka bir mabud ve mahbub olmadığını ikrar etmek demektir. Bunu gönülden ikrar eden kişinin kalbinde mâsivâ sevgisi kalmamalıdır. İnsanoğlu fıtraten malı çok sever. İşte zekat sayesinde insan, Allah’ı malından çok sevdiğini göstermiş olur. b. Cimrilikten kurtulmak. Zekat, cimrilik hastalığını temizler. c. Nimete şükretmek. 2.........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play