Kur’ân Günlüğü -2. Cüz-
*Kıblenin değişimi
Efendimiz (sav), Medine’yi teşrif ettikten sonra, on altı veya on yedi ay boyunca namazlarını Mescid-i Aksa’ya yönelerek kılmıştı. Ancak gönlü, Kâbe’yi kıble edinmekteydi. Nitekim onun arzusu, vahiyle yerine getirildi ve Kur’ân âyetleriyle Kâbe, yeni kıble edinilmiş oldu. Bakara Suresi’nin 142-150. âyetleri bu konuyu ihtiva etmektedir. Kıblenin değişimi, çok büyük bir olaydır. İmanı zayıf olanlar için savrulma nedeni olabilecek ciddi bir imtihan olmuştur. Medine’de yaşayan Yahudiler ve münafıklar, bu hadiseyi istismar ederek Efendimiz (sav) ile alay etmişlerdir. Ancak sağlam bir imanla ona bağlı olanların imanlarında asla bir zayıflama görülmemiştir. Yahudi ve münafıkların, “Bunlara ne oldu da şimdiye kadar yöneldikleri kıbleden vazgeçip yeni bir kıble edindiler!” şeklindeki alaylarına Kur’ân’ın verdiği cevap çok anlamlıdır: “Doğu da batı da Allah’ındır.” Yani; kıble sembolik bir şeydir. Allah, tek bir cihette değildir ki O’na yönelmek için tek bir cihet belirlensin. Başka bir âyette buyurulduğu üzere “Nereye yönelirseniz yönelin, O’nun zâtı oradadır.” (Bakara 2/115). Kıble gibi çok önemli bir şeyin değişimi bize şunu öğretir: Allah Teâlâ, iman esasları ve ahlâk ilkeleri dışında, yeni şartlar icabı dindeki her şeyi değiştirebilir/güncelleyebilir. Dinin sabitelerini ve değişkenlerini iyi anlamak gerekir. Bu nokta, dinin özünü ve ruhunu kavrayabilmek için üzerinde çok derin düşünülmesi gereken bir noktadır. Özellikle zahirî kuralların basit ayrıntılarına takılan ve dindarlığı daha çok zahirî kurallar çerçevesinde algılayanların, kıblenin değişimini iyi düşünüp bundan ders çıkarmaları gerekir.
Rivayetlerden anlaşıldığına göre bazı sahâbîler, “Acaba şimdiye kadar kıldığımız namazlar kabul olmadı mı?” şeklinde bir tereddüt yaşamışlardı. Bunun üzere “Allah, sizin imanınızı zayi edecek değildir.” meâlindeki âyet inmiştir. Bu ifade, pek latiftir. Zira “kıldığınız namazları” yerine “imanınızı” buyurulmuştur. Bundan çıkan mesaj şudur: Değil mi ki o namazları size........
© Yeni Şafak
