İsrail Yahudi nefretini, Hamas İslam’a ilgiyi artırdı
Bir savaşı başlatma kararı alabilirsiniz; fakat savaşları bitirme kararı hiçbir zaman savaşı başlatan tarafın tek başına verebileceği bir karar değildir. Her savaşın kendi içinde bir dengesi ve her savaşan tarafları, müttefikleri vardır.
7 Ekim günü İsrail, Hamas tarafından daha fazla esir alınmasın diye Kassam Tugaylarına saldırırken, aynı zamanda ‘’Hannibal Doktrini’’ gereği kendi esirlerini ve askerlerini öldürmekten çekinmedi. Çatışmanın ilk günlerinde İsrail, iletişim şovu yapmak için tüm araçları bir araya topladığında bir detay kimsenin gözünden kaçmadı: Bütün araçlar güçlü füzeler ve ağır silahlarla hedef alınmıştı. Oysa Kassam askerlerinin elinde sadece hafif silahlar vardı. İsrail, bu durumun birkaç gün reklamını yaptıktan sonra, içeride başlayan soruşturmalar nedeniyle bu şovunu askıya aldı. Bu detay, bir iki küçük haber dışında gündemden kaybolup gitti.
Gazze’deki çatışmaların başladığı günlerde ülkemizdeki gazetecilerin meselelere yaklaşımı anlamlı bir yere oturmamıştı. Savaşın ilk gününden bugüne kadar savaş psikolojisinde en büyük etkiyi Sayın Cumhurbaşkanımız yaptı. Batılılar, 50 yıldır Müslümanlarla terör ifadesini birlikte kullanarak “İslamcı terör” kavramını herkesin kabul ettiği bir noktaya taşımıştı. 7 Ekim saldırılarından sonra bu iğrenç yaklaşım tekrar devreye sokuldu. Bu mantığın alıcısı olmayan ülke neredeyse yok gibiydi.
Sayın Erdoğan’ın “Hamas, kendi topraklarını savunan mücahitler ve Kuvâ-yi Milliye’dir” ifadesinden sonra, terörist etiketlemesini kabul etmeye hazır binlerce........
© Yeni Şafak
