menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İmamoğlu’nun kurduğu ‘haz imparatorluğu’ çöküyor

33 2
01.07.2025

Siyasi parti faaliyetleri, siyasal fikirler üzerine inşa edilir ve memleket öncelikli bir organizasyon olarak şekillenir. Türkiye’deki tüm partiler, kuruluş aşamasında memlekete hizmet iddiasını taşır; fikirleri, ideolojileri ve topluma sundukları vizyon doğrultusunda vatandaş nezdinde bir karşılık bulurlar.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 1950’den bu yana Türkiye siyasetinde sürekli gündemde olan ve tartışmaların odağında kalan bir partidir. Kurucu parti olması, ülkenin ekonomik gücünü elinde tutan kesimlerin desteğine sahip olması ve uzun yıllar boyunca bürokratik elitler üzerinde etkili olması, CHP’nin Türkiye’nin siyasal gündemini sürekli meşgul etmesinin başlıca nedenlerindendir.

Ancak bu kadar köklü ve geniş bir toplumsal tabana sahip bir partinin, Türkiye’nin temel sorunlarını çözme noktasında vizyon ortaya koyamaması, CHP’nin iktidara yürüyememesine neden olmaktadır. Seçmen, her seçim döneminde bu partiyi bir iktidar alternatifi olarak görmemektedir.

Çok partili hayata geçildikten sonra çevreden gelen partiler Türkiye’de iktidara yürüdü. Ancak CHP, sistemin dışında gördüğü bu partileri ve temsil ettikleri halk kesimlerini dışladı, hatta zaman zaman düşmanlaştırdı. Bu yaklaşım, partinin sürekli muhalefette kalmasına yol açtı.

İktidar olamama sendromu, CHP içinde hizipleri güçlendirirken, dış rakiplere karşı verilen mücadelede de zafiyetlere neden oldu. CHP’nin geleneksel orta sınıf tabanı -emekliler, memurlar, sanayiciler, iş insanları ve aydınlar- giderek partiden uzaklaştı. Parti içindeki “siyaset esnafı” olarak........

© Yeni Şafak